Kimseye Etmem Şikayet Şarkısının Öyküsü Nedir?

Youtube'da yayınladıkları içeriklerle geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü Youtube kanalı Argonomi, yayınladıkları videolarında Türk Sanat Müziğinin önemli eserlerinden "Kimseye Etmem Şikayet" eserinin öyküsü hakkında detaylı bilgiler verdi. 

 

Youtube'da yayınladıkları içeriklerle geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü Youtube kanalı Argonomi, yayınladıkları videolarında Türk Sanat Müziğinin önemli eserlerinden "Kimseye Etmem Şikayet" eserinin öyküsü hakkında detaylı bilgiler verdi. Son dönemde yayınladıkları içeriklerle geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi başaran ünlü Youtube kanalı Argonomi, yayınladıkları videolarında Türk Sanat Müziğinin önemli eserlerinden "Kimseye Etmem Şikayet" eserinin öyküsü hakkında detaylı bilgiler verdi.

 

İhsan Raif Hanım 1877'de Osmanlı eliti bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiştir. Babası Köse Mehmet Raif Paşa 2. Abdülhamit döneminde valilik ve bakanlık yapmıştır. Aile Nişantaşı Rumeli caddesinde Taş Konak'ta yaşamaktadır. İhsan Raif Hanım bu konakta geçirdiği günleri büyüdüğünde "Başka bir sema altında tomurcuk güllerin açtığı, uçarı gönüllerin coştuğu bir hayal ülkesi" olarak anlatacaktır. 

 

Bu küçük kız edebiyata çok düşkündür. Öğrenme yeteneği çok yüksektir. Babası İhsan Raif Hanım'ın ve diğer çocuklarının eğitiminin saltanat mensuplarının eğitim düzeyiyle aynı olmasına çok dikkat eder. İhsan Hanım çok iyi Fransızca bilmektedir. 

 

İhsan Raif 13 yaşına gelmiştir. Taş Konak'taki odasında kardeşi Belkız ile oynarken odaya hiç tanımadıkları bir adam girer. Adam İhsan Raif'i kaçırmaya çalışır ama çocuklar çığlık atmaya başlayınca korkup kaçar. Eve giren bu adamın Mehmet Ali adında bir memur olduğu ve evdeki hizmetkarların yardımıyla bunu başardığı ortaya çıkmıştır. Memur Mehmet Ali İhsan Raif'in adını kirletmiştir artık. Namus meselesi bu ya babası İhsan Raif'in ve diğer aile fertlerinin ağlamalarına yalvarmalarına aldırmadan kızını Mehmet Ali ile evlendirir. 

 

İzmir'e bir sürgün havasında giden İhsan Raif evlendiğinde 13 yaşında, ilk çocuğunu doğurduğunda ise 14 yaşında olacaktır. Babasının arkasından ise şunları söyler; 

 

"Babamın terazisinin hiç şaştığını görmedim ben. Onu Hazret-i Ömer adaletinin timsali bilirdim. Benim istikbalimi tartarken adil olmadı o terazi. Mehmet Ali ile nikahlanmaktan başka çıkar yolum kalmadı. Günlerce gözyaşı döktüm, haftalarca yalvardım. Babacığım yapma bana kıyma bırak derslerimi tamamlayayım, yaşım küçük beni yakma dedim. Dizlerine kapandım. Beni sevdiğim biriyle evlendir telli duvaklı gelin et!" Ne dediyse de ailesinin yüreğini yumuşatamaz İhsan. 

 

1890 yılında ailesinden, çocukluk masumiyetinden, 14 sene dönemeyeceği İstanbul'dan ayrılırken hem de hiç sevmediği kocaman bir adama gelin giderken yazar o iç yakan şiirini.. 

 

Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben halime, 

Titrerim mücrim (suçlu) gibi baktıkça istikbalime, 

Perde-i zulmet (karanlık) çekilmiş, korkarım ikbalime 

Titrerim mücrim gibi baktıkça istikbalime, 

 

14 yıl boyunca devam eder bu evlilik. Boşanmak istemeyen kocası başka kadınlarla birlikte olunca sonunda ayrılmaya razı gelir. Bu sürede 3 çocuğu olmuştur İhsan Raif Hanım'ın. İkinci evliliği ise zorla elini öptürmek isteyen eşi yüzünden sadece 1 gün sürer. 3. evliliği ise gerçek bir aşk evliliği olacaktır. Yazar Şahabettin Süleyman ile evlenir. Eşi ölene kadar mutlu bir birliktelikleri olur. İhsan Raif edebiyat dünyasından bir çevre edinmiş ve şiirleriyle kendisini bu zumreye kabul ettirmiştir. Dönemin tanınmış kadın şairlerinden biri olur. 

 

Detayları aşağıdan öğrenebilirsiniz.