Say Kitap'tan Yeni Kitap! Shopenhauer'den Kant Felsefesi Eleştirisi!

Schopenhauer'in Kant Felsefesi Eleştirisi kitabının konusu ne? Son dönemde yayınladığı kitaplarla geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü yayın evi Say Yayınları, Schopenhauer'den Kant Felsefesi kitabını piyasaya sürdüğünü açıkladı. Peki Schopenhauer'in Kant Felsefesi Eleştirisi kitabının konusu ne? Cevaplar haberimizde..

 

Schopenhauer'in Kant Felsefesi Eleştirisi kitabının konusu ne? Son dönemde yayınladığı kitaplarla geniş kitlelerin beğenisini kazanan ünlü yayın evi Say Yayınları, Schopenhauer'den Kant Felsefesi kitabını piyasaya sürdüğünü açıkladı. Son dönemde yayınladığı kitaplarla geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi sürdüren ünlü yayın evi Say Yayınları, Schopenhauer'den Kant Felsefesi kitabını piyasaya sürdüğünü açıkladı. Peki Schopenhauer'in Kant Felsefesi Eleştirisi kitabının konusu ne? Cevaplar haberimizde..

 

Yayınlanan son kitap Schopenhauer'den Kant Felsefesi Eleştirisi, Schopenhauer Toplu Eserleri dizisinin son kitabı, yaklaşık 15 yıldır Schopenhauer'in eserlerini çeviren çevirmen Ahmet Aydoğan. 20. kitap ile Schopenhauer'in eserlerini çevirmeyi bitirmiştir. 

 

say kitap tan yeni kitap Schopenhauer den kant felsefesi elestirisi

 

Schopenhauer'in Kant Felsefesi Eleştirisi kitabının konusu ne? 

 

Schopenhauer temel eseri İrade ve Tasavvur Olarak Dünya’ya zeyil olarak kaleme aldığı Kant Felsefesi Eleştirisi’nde öncelikle bize bir düşünce geleneği içinde bir düşünürün selefini nasıl anladığını, daha doğrusu anlamak için nasıl yaklaştığını, nereden tuttuğunu, nelere tutunduğunu gösteriyor. Gösterdiklerinin içerisinde bu anlama çabasının daha sonra düşünürün eserinin hakiki kıymetini nasıl hakkaniyetli takdire ve o takdire esas teşkil eden temel vasıf ve hasletleri nasıl isabetli teşhise ve bütün bu mesainin de nihayetinde nasıl bir verimli istifadeye dönüştüğü de var. Bu istifadenin temel sütunlarından birini teşkil eden ‘doğruluğunun olanca parlaklığıyla ışıldamasının ve daha da sağlam şekilde ayakta durmasının önünü açmanın tek yolu’ olarak onun yanlışlık ve yetersizliklerinin kayırıp gözetmeyen bir üslupla tenkiti de…

 

Bu vesileyle belli bir tarihten bu yana bu topraklar üzerinde düşüncenin neden filizlenmediğini, filizlenecek gibi olsa neden bir türlü kökleşemediğini daha iyi anlar gibi oluyoruz. Fakat sadece bu kadarını değil bu ülkede neden hiçbir cevherin simsarların eline düşmeden keşfedilip kıymetiyle hak ettiği yere gelemediğini, hemen her sahada o yerleri neden bu kadar ehliyetsiz ve kifayetsiz adamın istila ettiğini… keza çoğu taklit eseri basmakalıp bir yığın şey sarraf terazilerinde tartılırken asıl sarraf miyarına vurulması gereken emek ve alın teri mahsulü halis şeylerinse çekilecek kantar dahi bulamadığını da… Bütün bunları görüş ufkumuz içerisine yerleştirdiğimizde hakkaniyetli bir takdir ve isabetli bir teşhis üzerine oturan tenkidin sadece fikir ve sanat eserleri dünyasının tanziminde değil cemiyet nizamının muhafazasında da ne kadar esaslı bir yer tuttuğunu düşünmeden edemiyoruz.