
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ‘‘Bugün ise Ayasofya’yı aslî kimliğiyle ve bütün ihtişamıyla eksiksiz şekilde geleceğe taşımak için tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmalarını Bakanlık olarak bizler gururla ve şevkle yürütmekteyiz. Herkes bilsin ki Fatih’in emaneti emin ellerdedir’’ dedi.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Rami Kütüphanesi’nde "Ayasofya Fotoğrafları" sergisinin açılışını yaparak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önsözüyle yayımlanan "Ayasofya Fotoğrafları" kitabının lansmanını gerçekleştirdi.
Açılışta konuşan Bakan Ersoy, Ayasofya’nın tarihsel ve kültürel değerine vurgu yaparak, Bakanlık olarak bu mirasa verdikleri önemi detaylarıyla aktardı.
Bakan Ersoy, kültür varlıklarını bir yandan konservasyon ve restorasyon çalışmalarıyla ihya ettiklerini, diğer yandan da sergi ve konserlerden Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne uzanan ulusal ve uluslararası organizasyonlarla sürekli göz önünde tuttuklarını belirtti.
Kültür mirasının işlevsel kılınarak hayata dahil edildiğini ifade eden Ersoy, bununla da yetinmeyerek bu zengin mirasa dair envanter çalışmaları yürüttüklerini ve farklı içerik ile formatlarda kitaplar yayımlayarak bilgi ve belge temelinde bir külliyat oluşturduklarını söyledi. Ersoy, "Bugün Rami Kütüphanesinde bizleri bir araya getiren de bu vizyondur" diye konuştu.
Serginin ve kitabın oluşum sürecine de değinen Ersoy, "Değerli fotoğraf sanatçılarımız Sayın İzzet Keribar ve Sayın Mehmed Özçay’ın, zarif ve estetik bakış açılarıyla Ayasofya’yı nakşettikleri yaklaşık 200 fotoğraf karesi ile prestij bir eser meydana getirdik ve bu eseri halkımızla buluşturuyoruz. Sergimiz de kendisiyle aynı adı taşıyan "Ayasofya Fotoğrafları" adlı eserimizin içeriğinden teşekkül etmiştir ki ilk olarak Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi bünyesinde düzenlenmiş ve başkentte sanatseverlerle buluşmuştur. Projemiz işte bu süreli sanat etkinliğini, kalıcı ve saygın bir esere dönüştürmüştür." dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde hazırlanan, Millî Kültür Eserlerinin Basımı ve Yayımı Projesi kapsamında Türkiye Bankalar Birliği iş birliğiyle yayımlanan kitabın, 1500 yıldır ayakta duran bir tarih, kültür ve sanat varlığı olan Ayasofya’yı mozaiklerinden İslami sanat unsurlarına, mimari bütünlüğünden manevi atmosferine kadar sanatçı gözüyle kayıt altına aldığını kaydeden Ersoy, özel kutusu, özgün boyutu ve prestij baskısıyla hazırlanan bu eseri, halkla buluşturmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti.
"Türk milletinin tarih, kültür ve sanat mirasını korumak, yaşatmak ve geleceğe aktarmak hususunda gösterdikleri liderlik, harcadıkları yoğun mesai ve çalışmalarımıza sundukları ilgi ve destek dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum." diyen Bakan Ersoy, İzzet Keribar ve Mehmed Özçay’ın şahsında bu özel serginin ve eserin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese de teşekkür etti.
"Ayasofya sapasağlam ayakta ise Fatih Sultan Mehmet Han sayesindedir"
Konuşmasında Ayasofya’nın tarihine geniş yer veren Ersoy şunları kaydetti: "Ayasofya Kebir Camii’ni anlatmak için bu mabedin duvarlarına sinmiş olan, insanların ve imparatorlukların hayatına dair nice hikâyeleri, yaşanmışlıkları dile getirmek; Roma, Bizans ve Osmanlı’dan farklı pencereler açarak, çok çeşitli başlıklarda on beş asra yayılmış bir maziyi masaya yatırmak gerekiyor. Ayasofya öyle bir eserdir ki savaş ve isyanlarda insanların elinden yıkımı yaşamış; yangınlardan depremlere afetlerden geçmiş, iki kez yıkılmış olsa da üçüncü kez yine yükselmiştir. Yaşadıklarını omuzlayıp değişmiş, farklılaşmış; ahşap çatılı bir bazilikadan imparatorluk kilisesine evrilmiş; son yükselişinden neredeyse 7 asır sonra bu kez Latin istilasıyla sarsılmış, yağmalanmış, onarılmak istense de yetersiz ve yanlış uygulamalar sebebiyle parça parça yıkıma uğramıştır. Ne zaman ki kutlu fetih gerçekleşmiş; Sultan II. Mehmed ‘Fatih’ olup İstanbul’u Türk mülkü, Ayasofya’yı kılıç hakkı olarak sahiplenmiş ise işte o zaman bu eşsiz eserin de makûs talihi değişmiştir. Camiye dönüştürülerek Hakk’ın evi, müminin mabedi olduğu gün itibarıyla Ayasofya, tarihinde hiç görmediği bir saygı, özen ve değer görmeye başlamıştır. Bugün Ayasofya sapasağlam ayakta ise en başta onu kendi hayratı olarak vakfedip çok sayıda akarla güvence altına alan Fatih Sultan Mehmet Han sayesindedir. Özellikle Mimar Sinan’ın usta ellerinde nice hasar ve kusurlar giderilmiştir ki sonrasında bir daha hiçbir afet Ayasofya’da yıkıma sebep olmamıştır."
"Cumhurbaşkanımızın kararıyla Ayasofya özüne ve kimliğine geri dönmüştür"
Osmanlı’nın fethettiği yerleri daima bulduğundan daha zengin ve değerli hâle getirdiğini belirten Ersoy, "İstanbul genelinde olduğu gibi Ayasofya özelinde de bu gerçeği açıkça görmekteyiz." ifadelerini kullandı.
Zamanla eklenen yeni kısımlar ve yapılarla Türk-İslam kültürüyle bezenen Ayasofya’nın bir külliyeye dönüştüğünü; inançla birlikte sosyal ve ilmî bir merkez hâline geldiğini hatırlatan Bakan Ersoy, "481 yıl boyunca fethin simgesi; İslami değerlerin, ibadet ve uygulamaların, tasavvuf ve ilmîn merkezi olan Ayasofya Kebir Camii Şerifi, 86 yıllık müze dönemi sonrası 2020 yılında, Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla işte bu öze, bu kimliğe geri dönmüştür." dedi.
Bugün ise Ayasofya’yı aslî kimliğiyle ve bütün ihtişamıyla eksiksiz şekilde geleceğe taşımak amacıyla, tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmalarını yürüttüklerini dile getiren Ersoy, "Herkes bilsin ki Fatih’in emaneti emin ellerdedir" şeklinde konuştu.
Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Ekrem Keskin ise yaptığı konuşmada, Ayasofya’nın yalnızca mimari bir başyapıt değil, hem Türkiye’nin hem de insanlık tarihinin ortak mirası olduğunu belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önsözüyle daha da kıymet kazanan eserin, Ayasofya’yı sanatın, estetiğin ve tarihin gözünden yeniden anlamaya imkân tanıdığını ifade eden Keskin, Türkiye Bankalar Birliği olarak bu değerli yayına katkı sunmaktan büyük onur ve mutluluk duyduklarını söyledi.
Hattat Mehmed Özçay da konuşmasında, kitabın üç yıllık yoğun ve heyecanlı bir çalışmanın ürünü olduğunu belirtti. Ayasofya ile kişisel bir bağ kurduğunu dile getiren Özçay, "Biz Ayasofya’yı gençliğimizden beri hasretle, bir gün orada secde etmek temennisiyle büyümüş bir neslin çocuklarıyız" dedi. Proje kapsamında daha önce hiç çekilmemiş açılardan, farklı mevsim ve zamanlarda yüzlerce kare yakaladıklarını ifade eden Özçay, bu fotoğraflar arasından seçim yapmanın kendileri için oldukça güç olduğunu söyledi.
Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar ise, uzun yıllardır İstanbul’un güzelliklerini, ruhunu ve dönüşümünü fotoğraf karelerine yansıttığını belirterek, "Paylaşacağımız bu özel kitap sadece bir fotoğraf albümü değil; zaman içinde saklı kalan ruhani bir yolculuğun, sessizliğin ve estetiğin bir belgesidir" dedi. Dört yıl boyunca büyük bir sabır, sevgi ve sorumluluk duygusuyla çalıştıklarını ifade eden Keribar, ışık, gölge, doku ve talihle baş başa kaldıkları bu süreçte ortaya çıkan eserin, Ayasofya’ya dair uzun bir yolculuğun sessiz tanığı olduğunu vurguladı. Projeye verdikleri destek ve gösterdikleri özen için Kültür ve Turizm Bakanlığına teşekkür etti.
Programın sonunda Ersoy, katılımcılarla birlikte sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İstanbul Rami Kütüphanesi’nde "Ayasofya Fotoğrafları" sergisinin açılışını yaparak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önsözüyle yayımlanan "Ayasofya Fotoğrafları" kitabının lansmanını gerçekleştirdi.
Açılışta konuşan Bakan Ersoy, Ayasofya’nın tarihsel ve kültürel değerine vurgu yaparak, Bakanlık olarak bu mirasa verdikleri önemi detaylarıyla aktardı.
Bakan Ersoy, kültür varlıklarını bir yandan konservasyon ve restorasyon çalışmalarıyla ihya ettiklerini, diğer yandan da sergi ve konserlerden Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne uzanan ulusal ve uluslararası organizasyonlarla sürekli göz önünde tuttuklarını belirtti.
Kültür mirasının işlevsel kılınarak hayata dahil edildiğini ifade eden Ersoy, bununla da yetinmeyerek bu zengin mirasa dair envanter çalışmaları yürüttüklerini ve farklı içerik ile formatlarda kitaplar yayımlayarak bilgi ve belge temelinde bir külliyat oluşturduklarını söyledi. Ersoy, "Bugün Rami Kütüphanesinde bizleri bir araya getiren de bu vizyondur" diye konuştu.
Serginin ve kitabın oluşum sürecine de değinen Ersoy, "Değerli fotoğraf sanatçılarımız Sayın İzzet Keribar ve Sayın Mehmed Özçay’ın, zarif ve estetik bakış açılarıyla Ayasofya’yı nakşettikleri yaklaşık 200 fotoğraf karesi ile prestij bir eser meydana getirdik ve bu eseri halkımızla buluşturuyoruz. Sergimiz de kendisiyle aynı adı taşıyan "Ayasofya Fotoğrafları" adlı eserimizin içeriğinden teşekkül etmiştir ki ilk olarak Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi bünyesinde düzenlenmiş ve başkentte sanatseverlerle buluşmuştur. Projemiz işte bu süreli sanat etkinliğini, kalıcı ve saygın bir esere dönüştürmüştür." dedi.
Cumhurbaşkanlığı himayelerinde hazırlanan, Millî Kültür Eserlerinin Basımı ve Yayımı Projesi kapsamında Türkiye Bankalar Birliği iş birliğiyle yayımlanan kitabın, 1500 yıldır ayakta duran bir tarih, kültür ve sanat varlığı olan Ayasofya’yı mozaiklerinden İslami sanat unsurlarına, mimari bütünlüğünden manevi atmosferine kadar sanatçı gözüyle kayıt altına aldığını kaydeden Ersoy, özel kutusu, özgün boyutu ve prestij baskısıyla hazırlanan bu eseri, halkla buluşturmaktan büyük mutluluk duyduklarını ifade etti.
"Türk milletinin tarih, kültür ve sanat mirasını korumak, yaşatmak ve geleceğe aktarmak hususunda gösterdikleri liderlik, harcadıkları yoğun mesai ve çalışmalarımıza sundukları ilgi ve destek dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyorum." diyen Bakan Ersoy, İzzet Keribar ve Mehmed Özçay’ın şahsında bu özel serginin ve eserin hayata geçirilmesinde emeği geçen herkese de teşekkür etti.
"Ayasofya sapasağlam ayakta ise Fatih Sultan Mehmet Han sayesindedir"
Konuşmasında Ayasofya’nın tarihine geniş yer veren Ersoy şunları kaydetti: "Ayasofya Kebir Camii’ni anlatmak için bu mabedin duvarlarına sinmiş olan, insanların ve imparatorlukların hayatına dair nice hikâyeleri, yaşanmışlıkları dile getirmek; Roma, Bizans ve Osmanlı’dan farklı pencereler açarak, çok çeşitli başlıklarda on beş asra yayılmış bir maziyi masaya yatırmak gerekiyor. Ayasofya öyle bir eserdir ki savaş ve isyanlarda insanların elinden yıkımı yaşamış; yangınlardan depremlere afetlerden geçmiş, iki kez yıkılmış olsa da üçüncü kez yine yükselmiştir. Yaşadıklarını omuzlayıp değişmiş, farklılaşmış; ahşap çatılı bir bazilikadan imparatorluk kilisesine evrilmiş; son yükselişinden neredeyse 7 asır sonra bu kez Latin istilasıyla sarsılmış, yağmalanmış, onarılmak istense de yetersiz ve yanlış uygulamalar sebebiyle parça parça yıkıma uğramıştır. Ne zaman ki kutlu fetih gerçekleşmiş; Sultan II. Mehmed ‘Fatih’ olup İstanbul’u Türk mülkü, Ayasofya’yı kılıç hakkı olarak sahiplenmiş ise işte o zaman bu eşsiz eserin de makûs talihi değişmiştir. Camiye dönüştürülerek Hakk’ın evi, müminin mabedi olduğu gün itibarıyla Ayasofya, tarihinde hiç görmediği bir saygı, özen ve değer görmeye başlamıştır. Bugün Ayasofya sapasağlam ayakta ise en başta onu kendi hayratı olarak vakfedip çok sayıda akarla güvence altına alan Fatih Sultan Mehmet Han sayesindedir. Özellikle Mimar Sinan’ın usta ellerinde nice hasar ve kusurlar giderilmiştir ki sonrasında bir daha hiçbir afet Ayasofya’da yıkıma sebep olmamıştır."
"Cumhurbaşkanımızın kararıyla Ayasofya özüne ve kimliğine geri dönmüştür"
Osmanlı’nın fethettiği yerleri daima bulduğundan daha zengin ve değerli hâle getirdiğini belirten Ersoy, "İstanbul genelinde olduğu gibi Ayasofya özelinde de bu gerçeği açıkça görmekteyiz." ifadelerini kullandı.
Zamanla eklenen yeni kısımlar ve yapılarla Türk-İslam kültürüyle bezenen Ayasofya’nın bir külliyeye dönüştüğünü; inançla birlikte sosyal ve ilmî bir merkez hâline geldiğini hatırlatan Bakan Ersoy, "481 yıl boyunca fethin simgesi; İslami değerlerin, ibadet ve uygulamaların, tasavvuf ve ilmîn merkezi olan Ayasofya Kebir Camii Şerifi, 86 yıllık müze dönemi sonrası 2020 yılında, Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla işte bu öze, bu kimliğe geri dönmüştür." dedi.
Bugün ise Ayasofya’yı aslî kimliğiyle ve bütün ihtişamıyla eksiksiz şekilde geleceğe taşımak amacıyla, tarihinin en kapsamlı restorasyon çalışmalarını yürüttüklerini dile getiren Ersoy, "Herkes bilsin ki Fatih’in emaneti emin ellerdedir" şeklinde konuştu.
Türkiye Bankalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Ekrem Keskin ise yaptığı konuşmada, Ayasofya’nın yalnızca mimari bir başyapıt değil, hem Türkiye’nin hem de insanlık tarihinin ortak mirası olduğunu belirtti. Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde hazırlanan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önsözüyle daha da kıymet kazanan eserin, Ayasofya’yı sanatın, estetiğin ve tarihin gözünden yeniden anlamaya imkân tanıdığını ifade eden Keskin, Türkiye Bankalar Birliği olarak bu değerli yayına katkı sunmaktan büyük onur ve mutluluk duyduklarını söyledi.
Hattat Mehmed Özçay da konuşmasında, kitabın üç yıllık yoğun ve heyecanlı bir çalışmanın ürünü olduğunu belirtti. Ayasofya ile kişisel bir bağ kurduğunu dile getiren Özçay, "Biz Ayasofya’yı gençliğimizden beri hasretle, bir gün orada secde etmek temennisiyle büyümüş bir neslin çocuklarıyız" dedi. Proje kapsamında daha önce hiç çekilmemiş açılardan, farklı mevsim ve zamanlarda yüzlerce kare yakaladıklarını ifade eden Özçay, bu fotoğraflar arasından seçim yapmanın kendileri için oldukça güç olduğunu söyledi.
Fotoğraf sanatçısı İzzet Keribar ise, uzun yıllardır İstanbul’un güzelliklerini, ruhunu ve dönüşümünü fotoğraf karelerine yansıttığını belirterek, "Paylaşacağımız bu özel kitap sadece bir fotoğraf albümü değil; zaman içinde saklı kalan ruhani bir yolculuğun, sessizliğin ve estetiğin bir belgesidir" dedi. Dört yıl boyunca büyük bir sabır, sevgi ve sorumluluk duygusuyla çalıştıklarını ifade eden Keribar, ışık, gölge, doku ve talihle baş başa kaldıkları bu süreçte ortaya çıkan eserin, Ayasofya’ya dair uzun bir yolculuğun sessiz tanığı olduğunu vurguladı. Projeye verdikleri destek ve gösterdikleri özen için Kültür ve Turizm Bakanlığına teşekkür etti.
Programın sonunda Ersoy, katılımcılarla birlikte sergiyi gezerek eserler hakkında bilgi aldı.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.