
South Dakota ormanlarının sisinin üzerinde konumlanmış bir laboratuvarda, bilim insanları bilimin en büyük sorularından birinin cevabını arıyorlar: Evrenimiz neden var?
BBC Türkçe'de yer alan habere göre; Bu sorunun cevabını bulmak için Japon bilim insanlarından oluşan ayrı bir ekiple yarışıyorlar; Japon ekip kendilerinden birkaç yıl önde. Evrenin nasıl oluştuğuna dair mevcut teori, etrafımızda gördüğümüz gezegenlerin, yıldızların ve galaksilerin varlığını açıklayamıyor. Her iki ekip de nötrino adı verilen, atom altı parçacığı inceleyen dedektörler üreterek cevap bulmayı umuyor. ABD öncülüğündeki uluslararası ekip, cevabı yerin derinliklerinde, Derin Yeraltı Nötrino Deneyi'nde (Dune) arıyor.
Bilim insanları, yerin 1.500 metre altındaki üç geniş mağaraya yolculuk yapacak. Burası o kadar büyük ki inşaat ekipleri ve buldozerler, yanında küçük plastik oyuncaklar gibi kalıyor. Tesisin bilim direktörü Dr. Jaret Heise, dev mağaraları "bilimin katedralleri" olarak tanımlıyor. Dr. Heise, yaklaşık on yıldır Sanford Yeraltı Araştırma Tesisi'ndeki (Surf) bu mağaraların inşasında yer alıyor. Dune'u yeryüzündeki gürültü ve radyasyondan izole ediyorlar. Artık Dune bir sonraki aşamaya hazır.
"35 ülkeden 1.400'den fazla bilim insanının işbirliğiyle kullanıma alınacak cihazlarla, Evren hakkındaki anlayışımızı değiştirecek dedektörü inşa etmeye hazırlanıyoruz. Bu bilim insanları neden var olduğumuz sorusuna cevap arıyorlar" diyor Dr. Heise. Evren oluştuğunda iki tür parçacık ortaya çıktı: Madde (yıldızların, gezegenlerin ve etrafımızdaki her şeyin yapıldığı madde) ve eşit miktarda, maddenin tam tersi olan antimadde.
Teorik olarak ikisinin birbirini nötrlemesi ve geriye sadece büyük bir enerji patlaması kalması gerekirdi. Ama bu böyle gerçekleşmedi: Sonuçta biz – madde olarak – buradayız. Bilim insanları, maddenin neden antimaddeye üstün geldiğini ve bizim neden var olduğumuzu anlamanın yolunun, nötrino adı verilen bir parçacığı ve onun karşıtı olan antinötrinoyu incelemekte yattığına inanıyor.
Her iki tür parçacığın ışınlarını, Illinois'deki derin yer altından, 1.300 km uzaklıktaki Güney Dakota'daki dedektörlere gönderecek. Nötrinolar ve antinötrinolar yolculukları sırasında çok az da olsa değişime uğruyorlar. Bilim insanları bu değişimlerin nötrinolar ve antinötrinolar için farklı olup olmadığını bulmak istiyorlar. Eğer öyleyse, bu onları madde ve antimaddenin neden birbirini yok etmediği sorusunun cevabına götürebilir.
Dune, 30 ülkeden 1.400 bilim insanının katıldığı uluslararası bir işbirliği. Bunlar arasında Sussex Üniversitesi'nden Dr. Kate Shaw da var. Dr. Shaw, yapılacak keşiflerin Evren'e ilişkin anlayışımız için "dönüştürücü" olacağını söylüyor: "Şu anda teknoloji, mühendislik ve bilgisayar yazılım becerileriyle bu büyük sorulara yanıt verebilecek kapasitede olmamız gerçekten heyecan verici.”
Dünyanın diğer ucundaki Japon bilim insanları, aynı cevapları bulmak için parlayan altın küreler kullanıyor. Bütün ihtişamıyla parıldayan bu yapı, Güney Dakota'daki 9 bin 650 km uzaklıktaki katedralin kopyası olan bir bilim tapınağı gibi. Bilim insanları, mevcut nötrino dedektörleri Süper-K'nin daha büyük ve daha iyi bir versiyonu olacak olan Hiper-K'yi inşa ediyorlar. Japonya liderliğindeki ekip, nötrino ışınını üç yıldan kısa bir sürede, Amerikan projesinden birkaç yıl önce açmaya hazır olacak. Dune gibi Hiper-K de uluslararası bir iş birliği.
Londra'daki Imperial College'dan Dr. Mark Scott, ekibinin Evren'in kökeni hakkında şimdiye kadarki en büyük keşiflerden birini yapmak için öncü konumda olduğuna inanıyor: "Daha erken devreye giriyoruz ve daha büyük bir dedektörümüz var.” Her iki deneyin birlikte yürütülmesi, bilim insanlarının tek bir deneyle mümkün olandan daha fazlasını öğrenecekleri anlamına gelse de Dr. Scott "İlk bulan ben olmak istiyorum" diyor. Ancak Dune projesi için çalışan Londra Queen Mary Üniversitesi'nden Dr. Linda Cremonesi, Japonya liderliğindeki ekibin elde edeceği ilk bulguların, gerçekte neler olup bittiğine dair büyün tabloyu gözler önüne seremeyebileceğini söylüyor:
"Ortada bir yarış var ancak Hiper-K henüz nötrinoların ve antinötrinoların farklı davranıp davranmadığını anlamak için ihtiyaç duydukları tüm bileşenlere sahip değil.” Yarış başlamış olsa da ilk sonuçların gelmesi birkaç yılı bulabilir. Zamanın başlangıcında bizi ortaya çıkaran şeyin ne olduğu sorusu şimdilik bir sır olarak kalmaya devam ediyor.