Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler Konseyi kapsamında yapılacak "Bölgelerarası Güvenlik ve Bağlantısallık" konulu Bakanlar Toplantısı’na katılmak üzere 19-20 Ekim tarihlerinde Lüksemburg’u ziyaret edecek.
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, toplantıya Bakan Fidan’ın yanı sıra Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı/Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Marta Kos, AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları ile Azerbaycan, Ermenistan, Moldova, Ukrayna, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan temsilcilerinin iştirak etmesi öngörülüyor.
Bakan Fidan, Karadeniz’in stratejik önemi, bölgedeki mevcut jeopolitik gelişmeler ve güvenlik dinamiklerinin ele alınacağı "Karadeniz Bölgesi’nde Güvenlik, İstikrar ve Dayanıklılık" başlıklı oturuma iştirak edecek.
Bakan Fidan’ın söz konusu oturumda, Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik bir vizyonla ele alınarak kurumsal, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir zeminde güçlendirilmesinin elzem olduğunu vurgulaması, Karadeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin jeostratejik konumu ve askeri kapasitesiyle bölge güvenliği ve istikrarının korunmasında oynadığı önemli rolün altını çizmesi, Montrö Sözleşmesi’nin Karadeniz bölgesinin güvenliğinin yapı taşlarından birini oluşturduğuna dikkat çekmesi, Türkiye’nin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu (BLACKSEAFOR) gibi kuruluşlara öncülük ederek, kıyıdaş devletler arasında "bölgesel sahiplenme" hissiyatını güçlendirdiğini kaydetmesi, Rusya-Ukrayna savaşının bölgenin güvenliğine oluşturduğu tehditlere karşı Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin tatbiki, Karadeniz Tahıl Anlaşması ve Bulgaristan ile Romanya’yla tesis ettiği Mayın Karşı Tedbirleri Karadeniz Görev Grubu gibi adımlar atarak, Karadeniz’de seyrüsefer emniyeti ve istikrarına katkılarda bulunduğunu vurgulaması ve Avrupa ile Asya arasında bir köprü görevi gören Karadeniz bölgesinin AB’nin özellikle bağlantısallık odaklı proje ve girişimlerine önemli bir katma değer sağlayacağına dikkat çekmesi bekleniyor.
Öte yandan Bakan Fidan’ın, toplantı vesilesiyle ikili görüşmeler de gerçekleştirmesi de öngörülüyor.
Fidan’ın bu görüşmelerde, Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir stratejik vizyon ve derinlik kazandırılması gerektiğini vurgulaması ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve Vize Serbestisi Diyaloğu’nun yeniden canlandırılmasının önemini ve Avrupa’da sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisinin ancak Türkiye’nin katılımıyla mümkün olabileceğini dile getirmesi bekleniyor.
Bakan Fidan’ın ikili görüşmelerinde bölgesel gelişmeler bağlamında ayrıca, Türkiye’nin, Gazze’de ateşkes mutabakatının tam olarak uygulanmasına ilişkin görüş ve beklentilerini paylaşması, Türkiye’nin, Gazze’ye insani yardımların kesintisiz biçimde ulaştırılması amacıyla attığı somut adımları aktarması, önümüzdeki dönemde uluslararası toplumun Gazze ve Filistin’deki çabalarını iki devletli çözüm vizyonu doğrultusunda yürütmesinin önemini ifade etmesi, Suriye’nin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasının önemi ile 10 Mart Mutabakatı’nın tam anlamıyla ve ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulaması, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın bir an evvel sonlandırılarak, adil ve kalıcı bir barışa ulaşılması için Türkiye’nin her türlü desteği sağlamaya hazır olduğunu yinelemesi öngörülüyor.
Dışişleri Bakanlığı kaynaklarından edinilen bilgilere göre, toplantıya Bakan Fidan’ın yanı sıra Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı/Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Genişlemeden Sorumlu AB Komiseri Marta Kos, AB üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanları ile Azerbaycan, Ermenistan, Moldova, Ukrayna, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Tacikistan ve Türkmenistan temsilcilerinin iştirak etmesi öngörülüyor.
Bakan Fidan, Karadeniz’in stratejik önemi, bölgedeki mevcut jeopolitik gelişmeler ve güvenlik dinamiklerinin ele alınacağı "Karadeniz Bölgesi’nde Güvenlik, İstikrar ve Dayanıklılık" başlıklı oturuma iştirak edecek.
Bakan Fidan’ın söz konusu oturumda, Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik bir vizyonla ele alınarak kurumsal, öngörülebilir ve sürdürülebilir bir zeminde güçlendirilmesinin elzem olduğunu vurgulaması, Karadeniz’de en uzun kıyı şeridine sahip olan Türkiye’nin jeostratejik konumu ve askeri kapasitesiyle bölge güvenliği ve istikrarının korunmasında oynadığı önemli rolün altını çizmesi, Montrö Sözleşmesi’nin Karadeniz bölgesinin güvenliğinin yapı taşlarından birini oluşturduğuna dikkat çekmesi, Türkiye’nin Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı ve Karadeniz Deniz İşbirliği Görev Grubu (BLACKSEAFOR) gibi kuruluşlara öncülük ederek, kıyıdaş devletler arasında "bölgesel sahiplenme" hissiyatını güçlendirdiğini kaydetmesi, Rusya-Ukrayna savaşının bölgenin güvenliğine oluşturduğu tehditlere karşı Türkiye’nin Montrö Sözleşmesi’nin tatbiki, Karadeniz Tahıl Anlaşması ve Bulgaristan ile Romanya’yla tesis ettiği Mayın Karşı Tedbirleri Karadeniz Görev Grubu gibi adımlar atarak, Karadeniz’de seyrüsefer emniyeti ve istikrarına katkılarda bulunduğunu vurgulaması ve Avrupa ile Asya arasında bir köprü görevi gören Karadeniz bölgesinin AB’nin özellikle bağlantısallık odaklı proje ve girişimlerine önemli bir katma değer sağlayacağına dikkat çekmesi bekleniyor.
Öte yandan Bakan Fidan’ın, toplantı vesilesiyle ikili görüşmeler de gerçekleştirmesi de öngörülüyor.
Fidan’ın bu görüşmelerde, Türkiye-AB ilişkilerine yeni bir stratejik vizyon ve derinlik kazandırılması gerektiğini vurgulaması ve Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve Vize Serbestisi Diyaloğu’nun yeniden canlandırılmasının önemini ve Avrupa’da sürdürülebilir ve caydırıcı bir güvenlik mimarisinin ancak Türkiye’nin katılımıyla mümkün olabileceğini dile getirmesi bekleniyor.
Bakan Fidan’ın ikili görüşmelerinde bölgesel gelişmeler bağlamında ayrıca, Türkiye’nin, Gazze’de ateşkes mutabakatının tam olarak uygulanmasına ilişkin görüş ve beklentilerini paylaşması, Türkiye’nin, Gazze’ye insani yardımların kesintisiz biçimde ulaştırılması amacıyla attığı somut adımları aktarması, önümüzdeki dönemde uluslararası toplumun Gazze ve Filistin’deki çabalarını iki devletli çözüm vizyonu doğrultusunda yürütmesinin önemini ifade etmesi, Suriye’nin birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünün korunmasının önemi ile 10 Mart Mutabakatı’nın tam anlamıyla ve ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulaması, Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın bir an evvel sonlandırılarak, adil ve kalıcı bir barışa ulaşılması için Türkiye’nin her türlü desteği sağlamaya hazır olduğunu yinelemesi öngörülüyor.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.