
Fenoreporter Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak kaleme aldığı yeni yazısıyla duygulandırdı.
Fenoreporter Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak kaleme aldığı yeni yazısıyla duygulandırdı.
İşte Erdal Şafak'ın "Müjgan Hanım Ve Oğlu Vedat" başlıklı yazısı..
Mezarlıktan ayrılırken herkes ağlıyordu.
Zaten son yolculuğuna uğurlamak için gelenler öyle aman aman bir topluluk değildi: 3 kızı (2’si ikiz), kapı komşusu olan kayınvalidem, ona eşlik eden karım, baldızım, birkaç konu-komşu, o kadar. Bornova’daki mahallede komşuları dışında kimsenin pek tanımadığı Müjgan hanımdan söz ediyorum. 92 yaşındaydı. Kayınvalidemden 2 yaş küçüktü.
---
Eşini neredeyse 40 yıl önce yitirmiş kayınvalidem ondan miras kalan evde oturuyordu. Dip komşusu Müjgan hanım da eşini kaybetmişti. İki yaşlı dul balkona yaslanır saatlerce sohbet ederlerdi. Başka türlü günü nasıl geçireceklerdi ki? Ya televizyon, ya sohbet. Genellikle sohbetlerin konusu da Müjgan hanımın çocuklarının vefasızlığını konu alıyordu.
Müjgan hanım sık sık oğlunu kastederek, “Vedat’ımı çok özledim. Dubai’de işleri de, sağlığı da çok şükür iyiymiş” diyordu.
Bazen oğul hasreti dayanılmaz boyutlara ulaşıyor, kızlarına “Vedat’ıma söyleyin, hiç değilse bir-iki günlüğüne gelsin” diye yalvarıyordu.
Kızları da, “İşleri çok yoğunmuş, patronu da izin vermiyormuş” diye geçiştiriyorlardı.
---
Kayınvalidemin ve Müjgan hanımın oturduğu 5 katlı, asansörsüz, kapıcısız, o nedenle yaşlıların inip-çıkmalarının artık mümkün olmadığı apartman sonunda kentsel dönüşüme girdi. (Not: Kayınpederim de o apartmanın merdivenlerini inip çıkarken bir gün ayağı kayıp veya tökezleyip düştü ve beyin kanamasından öldü.)
Apartman yıkılmak ve yeniden inşa edilmek için boşaltılınca kayınvalidem bize geldi, Müjgan hanım ise verilen kira yardımıyla bir oda bir salon bir daire tuttu.
---
Kayınvalidem ile sık sık telefonla görüşüyorlar. Müjgan hanım hep “Vedat’ımı çok özledim” diye tekrarlayıp duruyordu.
Geçenlerde haber aldık: “Müjgan hanım kalp krizine bağlı beyin kanaması geçirmiş. Entübe etmeye karar vermişler. Bilincini yitirmeden önce “Vedat’ıma söyleyin, koşup gelsin” diye mırıldanmış…
Müjgan hanım Bornova’daki mezarlığa defnedilirken Vedat yoktu. Vedat dediğim, 50’li yaşlarda bir adam. Klima onarım ustası… Cemaat, “Vedat cenazeye bile gelmedi. Bu ne vefasızlık” diye söyleniyordu.
---
Vedat’ın yokluğunun sırrı Müjgan hanımın 3 kızının mezarlık çıkışı yaptıkları itirafla öğrenildi.
Vedat’ın vertigosu vardı. Bornova’daki ofisinde 1,5 yıl önce düşmüş, kafasını çarpıp ölmüştü. Yokluğunu günler sonra farketmişlerdi. Bulduklarında cesedi çürümeye başlamıştı.
Ancak 3 kız annelerini bu katlanılmaz acıdan koruyabilmek için bir senaryo hazırlamışlardı: Vedat, Dubai’den iş teklifi almış ve gitmişti.
Annelerini işkillendirmemek için 3 günde bir sözde Dubai’deki Vedat’tan geliyormuş gibi mesaj gönderiyorlardı: “Anne sağlığım iyi. İşim de fena değil. Seni çok özledim. Yakında geleceğim…”
Müjgan hanım da bu mesajlara güvenip kızlarına “Vedat’ıma söyleyin, çok özledim, ilk fırsatta gelip bana sarılsın” diye yakınıyordu.
---
Oğlunun akıbetini hiç öğrenemeden son nefesini verdi.
Şimdi, Bornova mezarlığındaki kabrinde.
Vedat da ondan 5 parsel uzaklıkta…