Ana Sayfa Arama
İtalya Başbakanı Meloni Ve Leonardo CEO'suna Soykırım Suçlaması

İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, İsrail'in Gazze operasyonlarıyla bağlantılı olarak hakkında "soykırıma ortak olma" suçlamasıyla şikayette bulunulduğunu açıkladı.

 

BBC Türkçe'de yer alan habere göre; Kamu yayıncısı Rai'de 7 Ekim Salı akşamı yayımlanan Porta a Porta programına katılan Meloni, "Ben, [Savunma Bakanı Guido] Crosetto, [Dışişleri Bakanı Antonio] Tajani ve sanırım Leonardo'nun CEO'su Roberto Cingolani, soykırıma ortak olmaktan dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne şikayet edildik" dedi.

 

"Dünyada veya tarihte böyle bir şikayetin başka bir örneği olmadığını" söyleyen Meloni, suçlamanın detaylarını ve kimden geldiğini ise açıklamadı. Ancak 50'den fazla avukat, siyasetçi ve uzmanı bir araya getiren Filistin için Hukukçular ve Avukatlar grubu, binlerce vatandaşın desteklediği bir girişimle benzer bir şikayette bulunma niyetini açıklamıştı. Grubun sözcüsü avukat Gianluca Vitale, İtalya'nın "soykırımı engellemekten kaçınmakla kalmayıp körüklemeye devam ettiğini" savunuyor. 

 

Gruba göre, İtalyan hükümeti bunu İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya siyasi destek vererek, politikalarına karşı ses çıkarmayarak ve Sumud filosu vakasında İsrail'in deniz ablukasını meşrulaştırarak yaptı. Leonardo da İsrail'e askeri teknoloji ve destek sağlamaya devam etmekle suçlanıyor. Filistin için Hukukçular ve Avukatlar grubunun açıklamasında, "Leonardo SpA'nın CEO'su ve Genel Müdürü Roberto Cingolani'nin de soykırım ve diğer ciddi savaş suçları ile insanlığa karşı suçlara iştirakten suçlu bulunması gerektiğine inanıyoruz" deniliyor. Cingolani'nin, "çeşitli silah ve savaş araçlarının İsrail'e transferi ve bu tür suçların işlenmesini kolaylaştıran iş birliği projelerinin uygulanması konusunda karar alma yetkisine sahip" olduğu vurgulanıyor. Leonardo, BBC News Türkçe'nin suçlamalar ve Lahey'deki Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne yapılan şikayet hakkındaki sorusuna "Yorum yok" yanıtını verdi. 

 

Baykar ile iş birliği tartışılıyordu 

 

İtalya'nın en büyük silah şirketi olan Leonardo geçen Haziran'da Türkiye'den Baykar ile bir ortak girişim kurmuş, bunun üzerine Türkiye'de İtalyan şirketin İsrail ile bağları tartışılmaya başlamıştı. İtalya hükümeti, Hamas'ın 7 Ekim 2023'te düzenlediği saldırı sonrası İsrail'in askeri operasyonlara başlamasının ardından İsrail'e silah ihracatına yönelik izinlerin askıya alındığını söylüyor. Ancak basında, İsrail ordusuna yedek parça, bakım, eğitim gibi hizmetlerin sağlanmaya devam ettiği yönünde iddialar yer alıyor. Muhalefet İsrail'e silah ambargosu ve yaptırımlar uygulanmasını isterken hükümet buna karşı çıkıyor. Leonardo şirketi de zaman zaman, İsrail ordusuna yedek parça ve sistemler, onarım hizmetleri verdiği gerekçesiyle tepkilerin hedefi oluyor. 

 

Şirket Haziran ayında bu suçlamalarla ilgili BBC News Türkçe'ye yaptığı açıklamada "Leonardo, askeri malzemelerin ihracatı konusunda ulusal ve uluslararası düzenlemelere her zaman tam uyum içerisinde hareket etmiştir" demişti. İtalya'da geçen hafta da biri genel grev olmak üzere çok sayıda Filistin yanlısı gösteri düzenlendi, bu gösterilerde de hükümete "soykırıma ortak olma" suçlamaları yapıldı. Gazze'ye deniz ablukasını kırmayı amaçlayan Küresel Sumud Filosu'nun İsrail tarafından durdurulması üzerine organize edilen bu grev ve gösterilere yüzbinlerce kişi katıldı. Başbakan Meloni ise Sumud filosunu "sorumsuz hareket etmekle", İtalya'daki grev hareketini ise "hafta sonu tatilini uzatma çabası" olmakla suçladı. 

 

Vatikan-İsrail atışması 

 

Vatikan'dan ise Filistinlilere destek olmak için düzenlenen sokak gösterilerine destek geldi. Vatikan'ın başbakanlığa denk gelen Devlet Sekreteri görevindeki Kardinal Pietro Parolin, "Gösterilere katılım ve bu kadar çok gencin özverisi beni olumlu yönde etkiliyor" dedi. Vatikan'ın resmi yayın organı L'Osservatore Romano'ya konuşan Parolin, "Bu, kayıtsızlığa mahkum olmadığımızın bir işareti. Bu barış arzusunu ciddiye almalıyız... Geleceğimiz buna bağlı, dünyamızın geleceği buna bağlı" yorumunu yaptı. Parolin, uluslararası toplumun etkisiz kalmasını da eleştirdi ve "Olan bitenin kabul edilemez olduğunu söyleyip sonra da olmasına izin vermek yeterli değil. Örneğin, sivillerin zararına kullanılan silahların tedarikine devam etmenin meşruiyeti konusunda ciddi sorular sorulmalı" dedi. Hem Hamas'ın 7 Ekim saldırılarını hem de iki yıldır Gazze'deki İsrail saldırılarını "katliam" diye niteleyen Kardinal Parolin, "Saldırıya uğrayanların kendilerini savunma hakkı vardır, ancak meşru müdafaa bile orantılılık ilkesine saygı göstermelidir. Ne yazık ki, ortaya çıkan savaş feci ve insanlık dışı sonuçlara yol açtı" diye ekledi. 

 

Bu sözler İsrail'in tepkisiyle karşılaştı. İsrail'in Vatikan Büyükelçiliği, Parolin'in "katliam" terimini hem Hamas'ın 7 Ekim saldırısı hem de İsrail'in operasyonları için kullanmasını "Vatandaşlarını koruyan demokratik bir devlet ile onları öldürmeyi amaçlayan bir terör örgütü arasında ahlaki bir eşdeğerlik yoktur. Umarız gelecekteki açıklamalar bu önemli ayrımı yansıtır" diye eleştirdi. Büyükelçilik, Vatikan yetkilisinin sözlerinin "Hem Gazze'deki savaşı sona erdirme hem de artan antisemitizmle mücadele çabalarını baltalama riski taşıdığını" savundu. İsrail'e yanıt ise Papa'dan geldi. Gazetecilerin bu konudaki sorularına yanıt veren Papa 14. Leo, "Kardinal, Vatikan'ın görüşünü çok iyi ifade etti" diyerek Parolin'in sözlerine sahip çıktı.

 

Fotoğraf: İHA