Ağır zamanların içinden geçiyoruz.

Neşemizin, coşkumuzun, iyi hissetme halinin elimizden alındığı bu ülkede yaşayıp da gamsız, kedersiz olmak imkansız fakat delirmemek için de içimize dönüp kendi başımızı okşamamız gerekiyor.

Bu düzen elbette değişecek, işte o  yüzden bu sürecin içinden sağ salim çıkmak durumundayız.

İçimizi ısıtan, bizi  gülümseten her ne varsa çoğaltıp parlatmak gerektiği kanaatindeyim.

Mesela;

Sabah yürüyüşleri sonrasında gelen o hafiflemiş hal

Her gün itina ile bir kucak begonvilli ön sepetine koyup mısır satan adam

Denizde şarkı söylemek ve şükrederek kulaç atmak

Balkonda, radyodan gelen hafif bir müzik eşliğinde sessizce kahve içmek

Yeni başlayan lavanta kokuları

İçten bir hevesle "İYİ YAZLAR" dilemek

Pazar alışverişi. Domates, taze kekik, mis kokulu çilek, taze enginar ve pazar girişinde telaşsız bekleyen amcadan fesleğen almak

Güneşte kuruyan mis kokulu çarşaflar

Ağaçtan topladığın limonlarla limonata yapıp, soğuk soğuk içmek

Bir yerlere gitme heyecanı

Deliksiz uykular. Kafanı yastığa rahat bir vijdanla koymak. 

Didişmeden, zorlamadan, geldiği gibi yaşamak

Gül reçeli yapıp, kokusuyla mutlu olmalar

Günbatımı saatlerinde kuşların dansı

Buz gibi bir beyaz şarap

Közlenmiş patlıcan kokusu. Sulu bir karpuz. Semizotu salatası

Öğleden sonraları kitap okurken uykuya dalmalar

Sabahları sitenin önüne gelen balıkçının sesi

Kimseyle bir derdinin olmaması

Geçen yaz aldığın midye kabuklu pikeyi çıkarıp gülümsemek

Saçımı rastgele bir topuz yapıvermek

Bol yeşillikli bir kısır

Yeni kitaplar, yeni cümleler ve sayfa aralarında kurutulan begonviller

Bir yazımın daha yeni bir dergide yayımlandığını gördüğümde duyduğum sevinç

En iyi şifa kaynağının ter, deniz ve gözyaşı olduğunu iyiden iyiye idrak etmek...

Bir şeyler, bir şeyler işte...

Ne diyelim o zaman, ısrarla ve umutla "İYİ YAZLAR OLSUN" diyelim mi?...

Ebru BOZCUK

Haziran /2025

#iyişeylerdevar

#yaz günleri