
Kalp damar hastalıkları günümüzde yalnızca ileri yaşlardaki bireyleri değil, genç yetişkinleri de giderek artan oranda etkilediği belirtildi. Yapılan araştırmalara göre, 40 yaş altındaki yetişkinlerde kalp krizi vakaları son yıllarda önemli ölçüde yükseldi. 2018’den bu yana bu yaş grubunda kalp hastalığı nedeniyle hastaneye yatışlar her yıl yüzde 2 oranında artarken, kalp krizlerinin 5’te 1’i artık bu grupta görülüyor. On yıl önce bu oran 10’da 1 seviyesindeydi.
Kalp sağlığıyla ilgili açıklamada bulunan İmperial Hastanesi Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek’ kalp damar hastalıkları yalnızca yaşlı yetişkinleri değil, genç bireyleri de etkilediğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
"Kalp krizleri artık 40 yaş altındaki yetişkinlerde de yaygın hale gelmiş durumdadır" diyen Çiçek, "Kalp damar hastalıkları yalnızca yaşlı yetişkinleri değil, genç bireyleri de etkileyebilmektedir. Günümüzde 40 yaşın altındaki yetişkinlerin kalp sorunları yaşama oranı her zamankinden daha fazla ve bu eğilim giderek artmaktadır. Kalp krizleri artık 40 yaş altındaki yetişkinlerde de yaygın hale gelmiş durumdadır. Bu yaş grubunda kalp hastalığına bağlı hastane yatışlarının, 2018’den bu yana her yıl yüzde 2 oranında arttığı görülmektedir. Daha da endişe verici olan, yapılan araştırmalarda kalp krizlerinin 5’te 1’inin artık 40 yaş ve altındaki yetişkinlerde meydana geldiğini gösteriyor. Bu, on yıl önce bu yaş grubunda vakaların 10’da 1’i düzeyindeydi" dedi.
"Bazı yaşam tarzı alışkanlıkları da erken kalp hastalığına zemin hazırlıyor"
Bazı yaşam tarzı alışkanlıkların erken kalp hastalığına zemin hazırladığını kaydeden Çiçek, "Bu artışın başlıca nedenleri arasında obezite, yüksek tansiyon ve diyabet gibi risk faktörlerinin yaşamın daha erken dönemlerinde ortaya çıkması yer almaktadır. 20-44 yaş aralığındaki yetişkinlerin neredeyse yarısında en az bir önemli kardiyovasküler risk faktörü bulunmaktadır. Ayrıca genç yetişkinlerde yaygın olan bazı yaşam tarzı alışkanlıkları da erken kalp hastalığına zemin hazırlamaktadır. Bunlar, uzun süre oturma ve ekran başında kalma. Yüksek stresli işler ve zayıf iş-yaşam dengesi. İşlenmiş gıda ağırlıklı diyetler. Sigara ve tütün kullanımı. Düzensiz uyku alışkanlıkları. Gecikmiş tıbbi kontroller. Yetersiz fiziksel aktivite ve egzersiz eksikliği. Hâlen pek çok genç yetişkin, kolesterolünü hiç ölçtürmemiş veya tansiyonunu bilmemektedir. Oysa bu basit taramalar, sorunlar ortaya çıkmadan önce erken uyarı işaretlerini fark etmeyi sağlar. Bu nedenle her evde üst koldan ölçüm yapan bir otomatik tansiyon aleti bulunmalı, düzenli tansiyon takibi yapılmalı ve kolesterol ölçümleri de ihmal edilmemelidir. Bu risk faktörlerinin çoğu kontrol edilebilir ve düzeltilebilir niteliktedir. Kalp sağlığının korunması, düzenli sağlık kontrolleri ve yaşam tarzı değişiklikleriyle mümkündür. Öneriler, haftada 5 gün, günde 30-45 dakika tempolu yürüyüş yapın. Gün boyunca daha fazla hareket edin; kısa yürüyüşler bile önemlidir. İşlenmiş gıdalar yerine tam tahıllar, zeytinyağı, sebze, meyve ve balık içeren beslenme düzeni tercih edin. Fazla kilonuz varsa ideal kilonuza ulaşmayı hedefleyin. Günde 7-8 saat kaliteli uyku uyumaya özen gösterin. Stres yönetimi tekniklerini öğrenip uygulayın. Aile öykünüzde kalp hastalığı olup olmadığını öğrenin. Genç yetişkinlerin göz ardı etmemesi gereken belirtiler şunlardır, açıklanamayan yorgunluk. Günlük aktivitelerde nefes darlığı. Kalp çarpıntısı. Göğüs rahatsızlığı veya baskı hissi. Yüksek tansiyon ölçümleri. Ailede erken yaşta kalp hastalığı öyküsü. Bu belirtiler varsa mutlaka bir kardiyoloji uzmanına başvurulmalıdır. 20’li ve 30’lu yaşlarda yapılan tercihler, ilerleyen yaşlarda kalp sağlığının temelini oluşturur. Kalp hastalığını önlemek, ortaya çıktıktan sonra tedavi etmekten çok daha kolaydır. Belirtilerin ortaya çıkmasını beklemeden önlem almak büyük önem taşır" diye konuştu.
Kalp damar hastalığı tanısı almış kişilerin, belirlenmiş hedef değerlere ulaşmak için kolesterol düşürücü ilaçları düzenli kullanmaları gerektiğini belirten Çiçek, "Kalp damar hastalığı tanısı almış kişilerin, belirlenmiş hedef değerlere ulaşmak için kolesterol düşürücü ilaçları düzenli kullanmaları gerekir. Bu ilaçlar yalnızca kolesterolü düşürmekle kalmaz, aynı zamanda kalp damar plaklarını da stabilize ederek kalp krizi riskini azaltır. Kan sulandırıcı ilaçlar ise gelişigüzel kullanılmamalı. Kalp damar hastalığı olduğu kanıtlanmış hastalarda kullanılmalı ancak hastalık tanısı almamış kişilerin koruyucu olarak kullanması önerilmemektedir" şeklinde konuştu.
Kalp sağlığıyla ilgili açıklamada bulunan İmperial Hastanesi Kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Yüksel Çiçek’ kalp damar hastalıkları yalnızca yaşlı yetişkinleri değil, genç bireyleri de etkilediğine dikkat çekerek uyarılarda bulundu.
"Kalp krizleri artık 40 yaş altındaki yetişkinlerde de yaygın hale gelmiş durumdadır" diyen Çiçek, "Kalp damar hastalıkları yalnızca yaşlı yetişkinleri değil, genç bireyleri de etkileyebilmektedir. Günümüzde 40 yaşın altındaki yetişkinlerin kalp sorunları yaşama oranı her zamankinden daha fazla ve bu eğilim giderek artmaktadır. Kalp krizleri artık 40 yaş altındaki yetişkinlerde de yaygın hale gelmiş durumdadır. Bu yaş grubunda kalp hastalığına bağlı hastane yatışlarının, 2018’den bu yana her yıl yüzde 2 oranında arttığı görülmektedir. Daha da endişe verici olan, yapılan araştırmalarda kalp krizlerinin 5’te 1’inin artık 40 yaş ve altındaki yetişkinlerde meydana geldiğini gösteriyor. Bu, on yıl önce bu yaş grubunda vakaların 10’da 1’i düzeyindeydi" dedi.
"Bazı yaşam tarzı alışkanlıkları da erken kalp hastalığına zemin hazırlıyor"
Bazı yaşam tarzı alışkanlıkların erken kalp hastalığına zemin hazırladığını kaydeden Çiçek, "Bu artışın başlıca nedenleri arasında obezite, yüksek tansiyon ve diyabet gibi risk faktörlerinin yaşamın daha erken dönemlerinde ortaya çıkması yer almaktadır. 20-44 yaş aralığındaki yetişkinlerin neredeyse yarısında en az bir önemli kardiyovasküler risk faktörü bulunmaktadır. Ayrıca genç yetişkinlerde yaygın olan bazı yaşam tarzı alışkanlıkları da erken kalp hastalığına zemin hazırlamaktadır. Bunlar, uzun süre oturma ve ekran başında kalma. Yüksek stresli işler ve zayıf iş-yaşam dengesi. İşlenmiş gıda ağırlıklı diyetler. Sigara ve tütün kullanımı. Düzensiz uyku alışkanlıkları. Gecikmiş tıbbi kontroller. Yetersiz fiziksel aktivite ve egzersiz eksikliği. Hâlen pek çok genç yetişkin, kolesterolünü hiç ölçtürmemiş veya tansiyonunu bilmemektedir. Oysa bu basit taramalar, sorunlar ortaya çıkmadan önce erken uyarı işaretlerini fark etmeyi sağlar. Bu nedenle her evde üst koldan ölçüm yapan bir otomatik tansiyon aleti bulunmalı, düzenli tansiyon takibi yapılmalı ve kolesterol ölçümleri de ihmal edilmemelidir. Bu risk faktörlerinin çoğu kontrol edilebilir ve düzeltilebilir niteliktedir. Kalp sağlığının korunması, düzenli sağlık kontrolleri ve yaşam tarzı değişiklikleriyle mümkündür. Öneriler, haftada 5 gün, günde 30-45 dakika tempolu yürüyüş yapın. Gün boyunca daha fazla hareket edin; kısa yürüyüşler bile önemlidir. İşlenmiş gıdalar yerine tam tahıllar, zeytinyağı, sebze, meyve ve balık içeren beslenme düzeni tercih edin. Fazla kilonuz varsa ideal kilonuza ulaşmayı hedefleyin. Günde 7-8 saat kaliteli uyku uyumaya özen gösterin. Stres yönetimi tekniklerini öğrenip uygulayın. Aile öykünüzde kalp hastalığı olup olmadığını öğrenin. Genç yetişkinlerin göz ardı etmemesi gereken belirtiler şunlardır, açıklanamayan yorgunluk. Günlük aktivitelerde nefes darlığı. Kalp çarpıntısı. Göğüs rahatsızlığı veya baskı hissi. Yüksek tansiyon ölçümleri. Ailede erken yaşta kalp hastalığı öyküsü. Bu belirtiler varsa mutlaka bir kardiyoloji uzmanına başvurulmalıdır. 20’li ve 30’lu yaşlarda yapılan tercihler, ilerleyen yaşlarda kalp sağlığının temelini oluşturur. Kalp hastalığını önlemek, ortaya çıktıktan sonra tedavi etmekten çok daha kolaydır. Belirtilerin ortaya çıkmasını beklemeden önlem almak büyük önem taşır" diye konuştu.
Kalp damar hastalığı tanısı almış kişilerin, belirlenmiş hedef değerlere ulaşmak için kolesterol düşürücü ilaçları düzenli kullanmaları gerektiğini belirten Çiçek, "Kalp damar hastalığı tanısı almış kişilerin, belirlenmiş hedef değerlere ulaşmak için kolesterol düşürücü ilaçları düzenli kullanmaları gerekir. Bu ilaçlar yalnızca kolesterolü düşürmekle kalmaz, aynı zamanda kalp damar plaklarını da stabilize ederek kalp krizi riskini azaltır. Kan sulandırıcı ilaçlar ise gelişigüzel kullanılmamalı. Kalp damar hastalığı olduğu kanıtlanmış hastalarda kullanılmalı ancak hastalık tanısı almamış kişilerin koruyucu olarak kullanması önerilmemektedir" şeklinde konuştu.

İhlas Haber Ajanası
Fenoreporter’deki bu bölümde, İhlas Haber Ajansı (İHA) tarafından sağlanan haberler, herhangi bir editoryal müdahale olmaksızın doğrudan ajans kanallarından iletildiği şekliyle yayınlanmaktadır. Bu alanda yer alan tüm haberlerin hukuki sorumluluğu, haberi ileten ajanslara aittir.