Belki inanmayacaksınız ama Birleşmiş Milletler ciddi ciddi insanlara evlerini, apartmanlardaki dairelerini, gökdelenlerdeki stüdyolarını terkedip Afrika’da bugün bile çok büyük ölçüde kaybolmuş çamur, kil ve saman karışımı kulübelerde yaşamalarını tavsiye ediyor.

Fenoreporter - Dış Haberler Servisi

Belki doğayla yeniden iç içe yaşamak isteyenler için iyi bir fikir olabilir.

Ama… Tüm insanlığı kapsayacak bir çağrı ne kadar gerçekçi olabilir?

Yorumu bırakıp, habere geçelim.

Genel Sekreterliği’ni Portekizli Antonio Guterres’in yürüttüğü Birleşmiş Milletler bürokratlarına göre, sadece BM’nin değil, Dünya Ekonomi Forumu’nun da (Ünlü Davos Grubu) 2050 için öngördüğü “Sıfır emisyon”, yani “Sıfır karbon salınımı” hedeflerine ulaşmak istiyorsak, çamur-kil-saman karışımı kulübelerde yaşamaya bugünden alışmamız gerekiyor.

“Elbette” diyor BM bürokratları, “Yüzyıllar öncesinin o derme çatma kulübelerini günümüz insanlarına kabul ettirmek imkansız…” Ama ekliyorlar: “Ancak çamur, bambu ve orman atıklarının karışımından imal edilecek tuğlalarla inşa edilecek kulübeler pekala konforlu ve sıfır emisyonlu mekanlar olabilir.”

BM bürokratlarına göre, bu tür yeni konutlar veya barınaklarda temel kriter “Kendini yenileyen ya da yeniden kullanılabilecek malzemelerden üretilmesi” olmalı.

Kendilerine göre sağlam bir gerekçeleri de var: Geçen yüzyılın ortalarına kadar dünyadaki kültürlerin çoğu evlerini ve kentlerini toprak, taş, ahşap, kamış, kireç ve bambu gibi biyolojik malzemelerden inşa ediyorlardı.

Günümüzün beton, çelik ve camdan inşa edilen binalarının aksine, o eski malzemelerle yapılan inşaatlar yüzyıllar boyunca hiçbir dış-iç koşullardan etkilenmeden ayakta kaldılar.

Birleşmiş Milletler çevreye uyumlu ve sıfır karbon salınımlı konutlar, sokaklar, mahalleler, kentler inşasıyla ilgili projelerini geçenlerde “İnşaat malzemeleri ve iklim: Yeni bir gelecek kurmak” adlı raporunda uzun uzun anlattı.

Son bir not: Bir çok ülke ve başta ABD olmak üzere bir çok ülkenin kent yönetimleri rapora destek imzası attı.

Elbette kulübelerde yaşamak için değil.

Ama en azından doğayla uyumlu malzemelerden inşa edilecek yerleşim birimleri için.