Ekrem İmamoğlu Vız Gelir Tırs Gider Sözleri İçin Özür Diledi!

Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla ve yaptığı açıklamalarla gündemde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptığı açıklamada yanlış cümle kurduğu için özür diledi. 

 

Sosyal medyada yaptığı paylaşımlarla ve yaptığı açıklamalarla gündemde olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptığı açıklamada yanlış cümle kurduğu için özür diledi. Son dönemde yaptığı açıklamalarla geniş kitlelerin dikkatini çekmeyi sürdüren İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu yaptığı açıklamada yanlış cümle kurduğu için özür diledi.

 

Sözcü gazetesinden Özlem Güvemli’nin haberine göre; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisinde gazetecilerle çekilen ve eleştirilen fotoğrafla ilgili dün "Bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil" demişti. İmamoğlu, bugün bu ifadesi için özür diledi. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Karadeniz gezisi sırasında tartışma konusu olan fotoğraf karesi için dün akşam yaptığı açıklama hakkında özür diledi. Dün eleştiriler için “”Bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider. Hiç umurumda değil” diyen Ekrem İmamoğlu, konuyla ilgili bugün şunları söyledi: “Ben çiftçi çocuğuyum, benden kibir doğmaz. Ben üreten bir ailenin çocuğuyum. Bu yakıştırmaları yapan arkadaşlardan sadece ve sadece dün bir konuşmada yaptığım ‘vız gelir tırıs gider’ lafından ötürü özür diliyorum. Onun ötesinde yapılan bütün konuşmalarımın ve eylemlerimin arkasındayım. Eleştiri hakkı elbette bütün vatandaşlarımızda vardır. Ama ben dostluklarımı, 3.5 yıldır elde ettiğim yol arkadaşlığını terk edilsin diye elde etmedim. Bir fotoğrafla bunu terk etmeye dönük cümlelerin kuranların kendilerini de bir gözden geçirmelerini ve bu cümleleri niçin kurduklarını bir daha tahlil etmelerini dilerim, isterim. Bu dostlukları bir fotoğrafla düşmanlığa çevirmek gibi bir niyetle yola çıkmadığım gibi, hayatımda hiç kimseyi de düşmanı sınıfına koymadım, koymayacağım.”

 

Ben 51 yaşına kadar Allah sizi inandırsın, kimseyle kavga etmedim. Ya çocukken de mi etmedim? Vallahi de billahi de etmedim. Kimseye dayak atmadım kimseden de dayak yemedim. Bunu bir tek şeye bağlıyorum; uzlaşmacıyım, tolerans sahibiyim. Empati gücüme inanırım, karşındaki insanı anlamaya çalışırım. Beni anlamamışsa da ısrarla bıkmadan, yılmadan anlatmaya çalışırım. Bu kişiliğimden ve kimliğimden asla vazgeçmeyeceğim. Beni bu kişiliğimin nereye götüreceği, nereye götürmeyeceği umurumda değil. Çünkü esas olan insanın kendi kişiliğidir.

 

Sadece yanlış cümle kurdum!

 

Elbette bir fotoğrafla linç edilen, yok sayılan,  tabiri caizse kaptanlığını yaptığım gemiden inilen ya da otobüsünden inilen, artık yok sayılan, ‘oy vermem, şunu yapmam' denilen bir kişi durumuna düşülürse insanın kalbi kırılıyor, canı yanıyor. Birkaç cümle de yanlış laf kurabiliyorum. O yanlış kurduğum cümleler için özür diliyorum sadece. Onun altını çizeyim. Benimle dertleşmek, eleştirisini bana söylemek, duygularını bana aktarmak ve dostça, yol arkadaşı olarak, prensipleri doğrultusunda, ilkeleri doğrultusunda uygarca duygularını bana aktarmak isteyen herkesi 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik ve Spor Bayramı’nın günü ya da bir gün öncesi ya da bir gün sonrası tespit edeceğim bir ortama, salona davet edeceğim, hepsini tek tek dinleyeceğim. Uygar bir biçimde dinleyeceğim. Uygar bir biçimde de cevaplarını vereceğim. Biz bu süreci büyük bir seferberlik olarak kabul ettik. Ve bu sürecin bu tür aksaklıklara, kazalara uğramaması için hassas olmamız gerektiğini hatırlattık. Hatırlatıyoruz. Akıllı olun dememin altında yatan da gerçek akıldır. Ayar veren ‘akıllı olalım ‘ kavramı değildir. Bu anlayışla herkese hitabı yaptım. Akıl hepimize lazım. İnsanın bazen aklını başından alan durumlar olabilir. Ama bunları da tedavi etmekle yükümlüyüz. Ben bir toplumun temsilcisiyim. 16  milyon insanın temsilcisiyim. Şu andan itibaren şu saniye itibariyle benim gündemim şuradaki milyonlarca fidedir. Bu konu benim nezdimde kapanmıştır. Benim yol arkadaşlarım, kurumumu temsil eden hiç kimse bu konuyla ilgili tek bir cümle etmeyecek, edemez. Tek muhatabı benim. O bana eleştiri yapanları davet  edeceğim ortamda onları uygarca dinleyeceğim. Bu da basına açık değil, kapalı olacaktır. Ondan sonrası takdirleri kendilerine aittir diyorum. Bu konunun burada kapandığını tekrar halkımıza ilan ediyorum.”