Fehmi Koru'dan Dikkat Çeken CHP Ve Kılıçdaroğlu Yazısı! Destekçileri Neyi Desteklediklerinin Farkında Değiller!

Ünlü gazeteci Fehmi Koru kendi internet sitesinden yayınladığı yazısında CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme alırken dikkat çeken ifadeler kullandı. 

 

Ünlü gazeteci Fehmi Koru kendi internet sitesinden yayınladığı yazısında CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme alırken dikkat çeken ifadeler kullandı. Ünlü gazeteci Fehmi Koru kendi internet sitesinden yayınladığı yazısında CHP ve Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili çarpıcı bir yazı kaleme alırken dikkat çeken ifadeler kullandı. 

 

İşte Fehmi Koru'nun o yazısı;

 

Şu günlerde 100 yaşını kutlayan CHP’ye bir haller oldu; ‘dalya’ yıldönümü bile ağız tadıyla kutlanamıyor. Bir gün önce genel başkanlığa adaylığını açıklayan Özgür Özel, aday olarak katıldığı ilk kongrede aradığını bulamadı.

 

Hem de İzmir’de…

 

Delegeler ve konuklar arasından birileri, o konuşurken sözlerini “Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu” diye bağırarak kesmeye çalıştılar.

 

Garabetin herhalde farkındasınızdır: Konuşması sloganlarla kesilmek istenen kişi öyle sıradan biri değil; CHP’nin genel başkan adayı… Kurultay’da yeterli oyu alabilirse CHP’ye genel başkan olacak…

 

Zaten şu anda da önemli bir görevi var; Meclis’teki CHP grubunun başkanı…

 

Partilerde grup başkanı genel başkandır; ancak CHP ve İYİ Parti’nin genel başkanları –Kemal Kılıçdaroğlu ile Meral Akşener– milletvekili olmadıklarından gruplarına kıdemli bir milletvekili başkanlık ediyor.

 

CHP’de o kıdemli milletvekili Özgür Özel… Protestocular kimi protesto ettiklerini bilmiyor gibiler… Belli ki, kendisi milletvekili olmadığı için, gruba başkanlık edecek kişiyi, yani Özgür Özel’i, Kılıçdaroğlu seçmiş…

 

Özgür Özel’i protesto edenler “Kılıçdaroğlu, Kılıçdaroğlu” diye bağırıyorlar ama tepkilerinin dolaylı muhatabı, bir yönüyle adını telaffuz ettikleri genel başkan; yani Kılıçdaroğlu…

 

Gerçekten CHP’ye bir haller olmuş…

 

İlk kez seçim kaybetmedi CHP; 1950 sonrasında tek başına iktidar olma fırsatını yalnızca bir kez yakaladı ve Bülent Ecevit’in İstanbul’daki Güneş Motel’de devşirilmiş bazı Adalet Partili milletvekillerine bakanlıklar vererek kurduğu hükümetin ömrü bir yılı bile bulmadı. 5 Ocak 1978’de kuruldu o hükümet, 12 Kasım 1978’de de sona erdi.

 

Hepsi o kadar.

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkan seçildiği 2010 yılından bu güne, CHP, katıldığı bütün genel seçimleri kaybetti. Sonuncusu hariç, yerel seçimlerde de büyükşehirlerin çoğunluğunu CHP’li adaylar kazanamadı. Toplam 11 seçim kaybedildi.

 

Benim esas anlamakta zorlandığım konu şu: Özgür Özel’i protesto eden CHP’liler bunu hangi sebeple yapıyorlar?

 

Ne yapmış -veya yapmamış- da Özgür Özel’i beğenmiyorlar?

 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’de genel başkanlığa devam etmesini arzuladıkları belli de, bunu neden istiyorlar?

 

İçimden bir ses, bu sorulara benim cevap vermemin doğru olacağını söylüyor.

 

Deneyeyim.

 

Her parti ve partili siyasette ülke yönetimini ele almak -iktidarı elde etmek- için bulunur. Sürekli muhalefette kalmayı benimsemiş bir parti siyasetin tabiatına aykırıdır. CHP de artık makus talihini yenmek, ne yapıp edip iktidara gelmek arzusunda.

 

Partililerde bu arzu son seçim öncesinde çok belirgindi; seçimin bekledikleri gibi sonuçlanmaması, bu sebeple, CHP’lilerde büyük hayal kırıklığına yol açtı.

 

Katıldığı seçimlerde oyu yüzde 25’in altına demir atmış gibi; bir türlü bu kısır döngü bozulamıyor; iktidar olabilmesi için geleneksel oyunu en az 15 puan daha artırması gerekiyor CHP’nin…

 

Bu nasıl olabilir?

 

Son 50 yılın genel başkanları arasında bir tek Bülent Ecevit bu kısır döngüyü kırdı ve bunu CHP’nin bilinen söylemini geride bırakıp bazı yeni kavramları devreye sokarak başarabildi.

 

Onun dışındaki genel başkanlar olanla yetinmeyi yeğlediler.

 

Kılıçdaroğlu bir bakıma Ecevit’in yolunu izledi.

 

Ecevit birinci parti çıktığı halde yeterli milletvekiline sahip olamadığı 1973 seçiminden sonra Necmettin Erbakan’ın Milli Selamet Partisi ile koalisyon kurmuştu. Kılıçdaroğlu da MSP’nin mirasçısı sayılabilecek üç parti ile ittifak yolunu seçti.

 

“Tarihsel yanılgı” diyordu Ecevit, Kılıçdaroğlu ‘helalleşme’ girişimiyle onun bıraktığı yerden bir adım daha ileri gitti.

 

İlk deneme yarım başarı getirdi; genel seçimde CHP yine yüzde 25 oranını aşamadı ama cumhurbaşkanlığı seçiminde ikinci turu zorladı ve o turda Kılıçdaroğlu’nun oyu yüzde 48’e yaklaştı.

 

Memnun kalındı mı bu sonuçtan?

 

Özgür Özel ve onun gibilerin memnun kalmadığı anlaşılıyor.

 

Onlar “Küçük olsun, bizim olsun” diyorlar.

 

Atatürkçülük ve sol karışımı bir CHP arzuluyorlar. [Her iki kavramın da siyasette başka temsilcileri var oysa.]

 

Ecevit’in dışındaki genel başkanlar ne yaptıysa onu yapmaya talip Özgür Özel.

 

Protestocular Kılıçdaroğlu’nu destekliyor görüntüsündeler ama onun temsil ettiği çizgiden haberdar olarak mı bunu yapıyorlar?

 

Kaynak: fehmikoru.com