Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Ekrem İmamoğlu'na Verilen Ceza İle İlgili Açıklama! Adaylık İçin Ne Dedi?

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu olurken, Ekrem İmamoğlu'na verilen ceza ile ilgili konuştu, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığını değerlendirdi. 

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu olurken, Ekrem İmamoğlu'na verilen ceza ile ilgili konuştu, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığını değerlendirdi. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Halk TV'de İsmail Küçükkaya'nın konuğu olurken, Ekrem İmamoğlu'na verilen ceza ile ilgili konuştu, İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adaylığını değerlendirdi. 

 

YSK üyelerine hakaret iddiasıyla yargılandığı davada siyasi yasak yolunu açan 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası alan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olacağı toplumun büyük çoğunluğu tarafından sesli bir şekilde dillendirilmeye başlandı... Konuyla ilgili söylentiler canlı yayında CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na da soruldu.. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun YSK üyelerine hakaret iddiasıyla yargılandığı davada siyasi yasak yolunu açan 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası almasının ardından, gittiği Almanya’daki programını iptal ederek İstanbul’a dönen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Halk TV’de canlı yayında İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtladı. Kılıçdaroğlu, İmamoğlu’nun davasının olduğu gün Almanya’ya gitmesi hakkındaki eleştirilere şöyle yanıt verdi: Kararı açıklanırsa beraat ya da ertelenir diye bekliyordum. Bakılırsa normalde bu beraattır dediler. Benim İngiltere’de benim Amerika’ya gidişim Türkiye’nin hızla büyümesi ve kalkınmasıdır. Türkiye’nin bu kısır tartışmalardan çıkması gerekiyor. Bu gezileri yaparken, onların ve bizim müsait olduğu zaman dilimi içerisinde randevular alınıyor. Biz İngiltere’den sonra vizyon toplantısını yaptık ve sonrasında Almanya’ya ziyareti planladık.

 

Kılıçdaroğlu’nun satırbaşları şöyle:

 

İSTANBUL'U KAYBETMESİ ONUN İÇİN BÜYÜK BİR YARA OLDU”

 

Anadolu'da güzel bir söz vardır; ‘Zalimin erken gitmesi için, zulmün artsın' derler. Saray iktidarının da yaptığı açıkça bu. Tek kişilik hükümet, yasama yargı kendisine bağlı. Yürütme organının başında. İstediği yere, istediği hakimi atayabiliyor. İstediği hakimden istediği kararı çıkartabiliyor. Kendisinin önüne çıkacak engelleri, İstanbul'un rantlarını bir şekliyle devşirmek istiyor. İstanbul'u kaybetmesi onun için büyük bir yara oldu. Çünkü ‘İstanbul'u kaybeden, Türkiye'yi kaybeder' demişti. Şimdi, Türkiye'yi de kaybediyor.

 

“BU MİLLİ İRADEYE DARBEDİR”

 

Normalde olması gereken, yargının bağımsız olmasıdır. Yargıç, hukukun üstünlüğü ve vicdani kanaatine göre karar vermiyor, Saray’dan gelen talimata göre karar veriyor. Bu milli iradeye darbedir. Yani milli iradenin seçtiği bir belediye başkanını, bir yargıç tek başına aldığı talimatla ona siyasi yasak getirme cüretini gösterebiliyor. Dolayısıyla bu tablo, bizim alışkın olmadığımız demokrasilerde yaşanmaması gereken bir tablo. Ama bu tablo maalesef Türkiye'de aşama aşama hayata geçiriliyor.

 

“BU ÜLKENİN HALKI, DEMOKRASİ İSTİYOR, YARGI BAĞIMSIZLIĞI İSTİYOR”

 

Daha önce İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız benzer bir tabloyla karşılaşmıştı, ona da 100 küsur yıllık ceza isteniyordu. Bizim İstanbul İl Başkanımız Sayın Kaftancıoğlu, aynı şekilde siyasi yasak getirildi. Sanıyorlar ki, biz bu yasakları getirirsek CHP geri adım atar, lideri geri adım atar. Asla ve asla, zalimin karşısında bir milim dahi geri adım atmayacağız.

 

Tam tersine, inadına, demokrasiyi bütün kurallarıyla bu ülkeye getirmek için mücadele edeceğiz. Kimse karamsarlığa kapılmasın. Bu ülke sahipsiz değildir. Bu ülkenin halkı demokrasiye aşıktır. Bu ülkenin halkı, demokrasi istiyor, yargı bağımsızlığı istiyor. Daha önceki duruşmada yargıç ‘YSK ile ilgisi yok bunun’ diyor. Gülşah İnce de tanık olarak inceleniyor, ‘Soylu ile ilgili soru sordum bu cevabı aldım’ diyor.

 

Şimdi bunu başka bir olayla bağlantı kurup İstanbul Büyükşehir Belediye başkanını cezalandırmak istiyorlar. Sayın İmamoğlu’na ‘Sakın üzülme, senin sorumluluğun var 16 milyon seni dirençle, kararlılıkla görmek istiyor’ dedim.

 

“DEMOKRASİ ADINA, ÜLKEM ADINA ÜZÜLDÜM”

 

Demokrasi adına, ülkem adına üzüldüm. Olay bir kişi olayı değil demokrasi, insan hakları, milli iradeye saygı olayıdır. Bunları düşündüğünüz zaman öteden beri gelen bir süreç var. Bu süreç kendi iktidarını pekiştirmek istiyor. Ben koltukta kalayım Türkiye yanabilir… Aramızda dağlar kadar fark var.

 

“16 MİLYON İSTANBULLUNUN HAKKI GASP EDİLMİŞTİR”

 

Siz CHP’nin elini kolunu bağlamak istiyorsunuz. Şimdi bunu aşama aşama hayata geçirmeye çalışıyorlar. Onlar hukuk dışı yola saparak, yargıçların gücünü arkalarına alarak bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Bizde halkın gücünü, iradesini kazanmak istiyoruz. Halkın iradesi değerlidir. Halkın iradesine darbe yapan bir anlayış demokraside yoktur. 16 milyon İstanbullunun hakkı gasp edilmiştir.

 

KILIÇDAROĞLU’NDAN ‘AKŞENER SİZİ ARADI MI?’ SORUSUNA YANIT

 

Sayın Davutoğlu aradı büyük üzüntü duyduğunu ifade etti. Ben de oraya gidip Ekrem Beye üzüntülerimi aktarmak istiyorum diye. Tabii dedim çok mutlu olurum sonuçta olay bir kişi olayı değil milli iradeye yapılan bir davet. Hukukun şahsileştirilirse hangi sonuçları verebileceğini gösteren ilginç bir olay. Bunu ifade ettim. Ekrem Bey’e de biz yarın bir miting yapalım diye. Onun üzerine anladığım kadarıyla diğer liderler de bir duyarlılık gösterdiler. (Akşener aradı mı sizi?) Yo hayır aramadı.

 

ADAYLIK AÇIKLAMASI

 

6’lı masada görüşmeler devam ediyor. Bütün bunlar belli olduktan adayı konuşacağız. Gerçek metnin ortaya çıkması lazım, kamuoyuyla paylaşılması lazım. Bütün liderler aynı şeyi seslendireceğiz. Bu olay aday seçimimizi etkilemez. Attığımız her adımda bir tuğla koyuyoruz, 2 tuğla 3 tuğla koyuyoruz, acele etmiyoruz. Ekrem Bey, büyükşehir belediye başkanı olarak İstanbullulara hizmet ediyor, bir temel atma töreni var. Hiç kimse Ekrem Bey'i İstanbullulara hizmet etmekten alıkoyamaz.

 

GENÇLERE SESLENDİ

 

Sevgili gençler üzülmeyin, bunlar moralinizi bozmasın. Çünkü sandığa gideceksiniz ve otoriter yönetimi kendiniz değiştireceksiniz. Sadece Türkiye siyaseti değil, dünya siyaset tarihine not düşecekler. Aydınlık bir Türkiye’ye özen duydu ve bu özeni gerçekleştireceğiz.