Kuruluş Osman Aya Nikola Erkan Avcı Kimdir?

Kuruluş Osman Aya Nikola Erkan Avcı kimdir? Bozdağ Film imzalı, ilk bölümü 20 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan, yönetmenliğini Metin Günay'ın yaptığı, senaryosunu Mehmet Bozdağ'ın kaleme aldığı ATV'nin reyting rekortmeni dizisi Kuruluş Osman'da Aya Nikola karakterini canlandıran ünlü oyuncu Erkan Avcı hakkındaki bilgiler sosyal medyada ve internette sıklıkla araştırılıyor. Peki Erkan Avcı kimdir? Nerelidir? Sevgilisi var mı? Burcu nedir? Cevaplar haberimizde..

 

Kuruluş Osman Aya Nikola Erkan Avcı kimdir? Bozdağ Film imzalı, ilk bölümü 20 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan, yönetmenliğini Metin Günay'ın yaptığı, senaryosunu Mehmet Bozdağ'ın kaleme aldığı ATV'nin reyting rekortmeni dizisi Kuruluş Osman'da Aya Nikola karakterini canlandıran ünlü oyuncu Erkan Avcı hakkındaki bilgiler sosyal medyada ve internette sıklıkla araştırılıyor. Peki Erkan Avcı kimdir? Nerelidir? Sevgilisi var mı? Burcu nedir? Cevaplar haberimizde..

 

kurulus osman aya nikola erkan avci kimdir

 

Kuruluş Osman Aya Nikola Erkan Avcı kimdir?

 

Erkan Avcı (17 Aralık 1982, Diyarbakır), Türk oyuncudur. Mimar Sinan Üniversitesini bitirmiştir. Karadayı dizisinde canlandırdığı Barut Necdet karakteri ile ünlenmiştir. Zenne filminde oynadığı Ahmet rolüyle 2011 yılında 48. Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanmıştır. Aslen Diyarbakırlı Ailesinde başka oyuncu yok, 5 kardeşi var. “Ailede başka oyuncu yok ama bizim aile çalışmayı, üretmeyi sever. Altı kardeşiz. Kalabalık bir ailede büyüdüm. Altısı da, aşk çocukları. Sırrını ben de bilmiyorum. Anne, babam ve kardeşlerim hepsi Diyarbakır’da yaşıyor. Kendi deyimiyle çok güzel bir mahallede büyüdü, güzel bir çocukluk geçirdi. “Beraber bir şey yaratma duygusu orada oluştu. Sonra bu tiyatroyla açığa çıktı galiba.” Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü’nden mezun oldu.

 

Oyunculuğa Diyarbakır’da başladı. Uzun süre devlet tiyatrosunda figürasyonluk yaptı. Bir arkadaşıyla beraber tiyatro seçmelerine gitmesi ile oyunculuk serüveni de başladı. “çok sevdiğim bir arkadaşım vardı. Bir gün bana, ‘Erkan, tiyatro seçmesine tek gitmek istemiyorum. Beni götürür müsün?’ dedi. Gitmişken, ‘Ben de sınava gireyim’ dedim. Nazlı (Kar) seçilmedi, ben seçildim. Ben çok şanslı bir herifim. Ne istediysem, etrafımda o istediğim şeyin koşulu oluştu bir şekilde. Sonrasında Adana’ya gittim, Çukurova Üniversitesi’nde oyunculuk okudum. Bir süre sonra İstanbul’a gelmem gerektiğini düşündüm ve okuldan kaydımı sildirip, tekrar sınava girdim. Mimar Sinan Üniversitesi’ni kazandım.” Televizyon macerasına, 2006 yılında ‘Köprü’ dizisiyle başladı. ‘Karadayı’ dizisinde canlandırdığı ‘Barut Necdet’ karakteri ile dikkatleri üzerine çekti.

 

Merhamet, sevgi ve barışı çok önemsiyor. “Merhamet, sevgi, barış duygun yoksa, kendinle barışık değilsen, kötülük baskın gelir. Kötülüğün aktive olup olmamasını bu duygular sağlıyor. Kendinizi korumayla, çevrenizdeki ahlak kurallarını koruma arasında bir kapınız, kilidiniz yoksa, hayvsansal olarak saldırma ve cinsellik ortaya çıkıyor. Ön defanslarınız yoksa kötülük çok çabuk aktive olabiliyor. Ön defansı yaratmak için eğitim, sevgi, merhamet duygusu, aile ve çevre koşullarına dönüp bakmak gerekiyor. Sahip olabildiklerimiz arttıkça, yoksunluk duygumuz da artıyor. Çünkü bir şeyler fazlalaştıkça ondan mahrumiyetin de artıyor. Bir telefon beş model çıkardığında, dördünden yoksunsan eksik hissediyorsun mesela.”

 

Bugüne kadar yer aldığı projeler, canlandırdığı karakterler ve beraber rol aldığı oyuncu arkadaşları yönünden kendisini şanslı hissediyor. “Eşcinseli de oynadım, kötü adamı da. Oyunculuk skalasını geliştirecek şey, değişik olanı oynamaktır zaten. Ben Caddebostan Kültür Merkezi’nde, Ayşenil Şamlıoğlu’nun yönettiği oyunda, bir dansözü de oynadım. Bugüne kadar canlandırdığım rolleri yan yana koyduğunuz zaman enteresan bir şey çıkıyor gerçekten. ‘Can’da oynadığım karakter, ‘Uzun Hikaye’deki alkolik adam. Zenne’ oluş itibarıyla çok skalanın dışında bir karakterdi. Karadayı’daki Necdet ile de kötü adamı oynadım.. Ayrıca Osman Sınav’ın da bende katkısı çok büyüktür. Oyuncu yönetmen ilişkimiz, dostluğa dönüştü. Çok şey borçluyum ona.

 

Aşka bakışını “Hayatta tamamlanmışlık duygusunu neyle yaşayacağınız çok önemli. Kimi bunu bir kadınla, kimi işiyle, kimi dost yerine koyduğu köpeğiyle yaşar. Ben o tamamlanmış duygusunu bir eşle yakalamayı ve aile kurarak kendimi tamamlamayı çok istiyorum.”şeklinde ifade etmektedir.

 

Oynadığı karakterlerde alışılmışın dışında taraflar, yorumlar bulmayı seviyor. Bu durum, işini onun için de daha eğlenceli hale getiriyor. “İçinde bulunduğumuz sistem oyunculardan sürekli ‘güvenli’ alanda” kalmasını talep ediyor. Yani bir oyuncu bir önceki işinde nasılsa ya da en iyi becerdiği şey ne ise onu o çemberde istiyorlar, en azından genel eğilim bu yönde. Bu güvenli alan bir süre sonra oyuncu için de daha konforlu bir hal alıyor haliyle. Ben bu güvenli alanı terk ederek başlamaya çalışıyorum her işimde. Karakteri kendime getirecek bir yol aramaktansa, karaktere gidecek bir yol bulmaya çalışıyorum. Bu her zaman kolay bir yol değil, kendi içlerinde riskler taşıyan bir durum ama olduğum yerden geriye baktığımda şükür ki hep böyle yapmışım diyorum.”

 

Kariyeri boyunca her zaman farklı karakterlere bürünmeyi istiyor. “Bir oyuncu için kendinde olmayanla ilgilenmek kadar keyifli bir şey olamaz. O yüzden gay’i, seri katili veya uçuk bir karkateri oynamak her zaman daha fantastiktir. Oyunculuk serüvenimle ilgili doğru yolda olduğumu düşünüyorum. Bizim işte ’olmak’ diye bir şey yok. Her karakterle yeni bir şey öğreniyorsunuz. Bir oyuncunun skalası vardır. ’Ahmet Yıldız’ rolüyle o skalaya bir renk daha ekledim. Artık daha renkli bir aralığa sahibim. Kötüyü oynamak için biraz fantastik bir şey yapmak gerekiyor. ‘İyi’ karakteri oynadığınızda onun köşeleri ve risk alanları bellidir ama ‘kötü’yü oynadığınız zaman fantastik gerçekçilik gerekir. Bunun için de iyi oyuncu olmalısınız, o riski alabilmelisiniz.”

 

En büyük hayali mesleğini doğru ve dürüst yapabilmek. “Başka bir hayalim yok. Gerisi başıma gelenler, hikayenin kendisi.” Özgür Sevimli’nin ‘Murtaza’sı ile Emre Konuk’un ‘Çırak’ filmi hem tarzları hem de anlatı dilleriyle etkilendiği filmler arasında. “’Neşeli Günler’ ile ‘Hababam Sınıfı ‘ serisini ise televizyonda her denk geldiğimde mutlaka tekrar tekrar izleyebilirim.”

 

Black Mirror’ın her sezonunu merakla bekliyor. “Onun dışında bütün dizilere biraz bakıyorum, seversem devam ediyorum yoksa yarım bırakıp başka bir şey izliyorum.” Yusuf Atılgan, Tezer Özlü, Oğuz Atay, Mevlana, Sabahattin Ali, Shakespeare ve Dostoyevski en sevdiği yazarlar. Ayrıca insan psikolojisi üzerine yazan yazarlardan da çok besleniyor.

 

Gitmek istediği birçok yere gitti ama Norveç’e gidip Kuzey Işıkları’nı izlemeyi çok istiyor.” İstanbul, Roma ve New York en sevdiği şehirler.