Metin Akpınar'ın Kızı Duygu Nebioğlu 'Zeki Alasya'nın Kızından Yardım İstedim'!

Duygu Nebioğlu’nun açtığı babalık davasının ardından, Metin Akpınar’ın iki kızı olduğu ortaya çıktı. Duygu Nebioğlu, bugüne dek yaşadığı süreci ve babalık davası açmasının nedenini anlattı. Duygu Nebioğlu’nun, oyuncu Metin Akpınar’a açtığı babalık davası geçen günlerde karara bağlandı ve Nebioğlu'nun Akpınar'ın kızı olduğu mahkeme kararıyla kesinleşti.

 

Akpınar'ın başta sadece bir kızı olduğu sanılsa da Duygu Nebioğlu'nun ikiz kardeşi olduğu öğrenildi. Sevgi Nebioğlu'nun açtığı davada DNA raporları uyuştu ancak henüz mahkeme kararı çıkmadı. Anaokulu öğretmeni olan Sevgi Nebioğlu Katırcı, iki çocuk annesi. Metin Akpınar'ın sadece iki kız babası değil, aynı zamanda iki erkek çocuğunun da dedesi olduğu ortaya çıktı. Duygu Nebioğlu, bugüne dek yaşadığı süreci ve babalık davası açmasının nedenini Kanal D’de yayınlanan 'Neler Oluyor Hayatta' programında Hakan Ural ile Nur Tuğba Namlı’ya anlattı.

 

ADLARIMIZI KENDİMİZ SEÇTİK’

 

1988 yılında dünyaya gelen Nebioğlu kardeşler, biyolojik anneleri Suphiye Orancı tarafından henüz 2 aylıkken Antalya’daki bir köyde, bakıcıya bırakıldı. 6 aylıkken Antalya Valiliği tarafından devlet korumasına alınan ve Çocuk Esirgeme Kurumu yurduna yerleştirilen ikizler, 6 yaşındayken öğretmen çift Emine-Özdener Nebioğlu tarafından evlat edinildi.

 

Duygu Nebioğlu, “Kardeşimle, Çocuk Esirgeme Kurumu’ndan çıktıktan sonra koşulsuz sevgiyle büyüdük. Adlarımızı da biz kendimiz seçtik” dedi. Kardeşler, 21 yaşındayken görüştükleri öz annelerinden biyolojik babalarının Metin Akpınar olduğunu öğrendi.

 

Duygu Nebioğlu, "Annem Suphiye Orancı, beni Çocuk Esirgeme’ye bırakmadı, bir bakıcı kadına bıraktı. Babamla iletişim kuramadığımız için haklarımı aramak istedim. İnanılmaz bir linç kampanyası başladı. Onu suçlamalarını hiçbir şekilde kabul etmiyorum. Sonuçta benim babamdır" diye konuştu.

 

Nebioğlu, Akpınar’ın babası olduğunu öğrenmesini de şöyle anlattı:

 

"Üniversitedeki ilk senemde biyolojik dayımla görüştüm. Kendisi bana söyledi. Daha sonra biyolojik annemin yurt müdürüne yazmış olduğu bir mektup elime geçti. O mektuptan sonra inandım.” Duygu Nebioğlu, bu durumu annesine söylediğini ancak annesinin Metin Akpınar ile görüşmesini istemediğini belirtti. 

 

'BİYOLOJİK ANNEM ÇOK KORKTUĞUNU SÖYLEDİ’

 

Nebioğlu, biyolojik annesinin yıllar önce Metin Akpınar’a çocukları olduğundan bahsettiğini ancak Akpınar'ın bu gerçeği reddettiğini de öne sürdü:

 

"Annem ve babam bildiğim kadarıyla Antalya’da 1987 yılında karşılaşıyorlar. Metin babam tatile çıkarken bir tanışıklık olduğu söyleniyor. Biyolojik annem daha sonra bizim varlığımızdan bahsetmiş ama kendisi reddetmiş bu konuyu. Bilgisi vardı. İnsan nerede ne yaptığını bilir. Annem kendisinin stüdyosuna gitmiş, onunla görüşmeye çalışmış ama asistanı tarafından kovulmuş. Çok korktuğunu söyledi. Neyle korkutuldu, nasıl korkutuldu bunu hiç anlatmadı biyolojik annem. Ancak ben aynı korkuları da kendi içimde yaşadım.”

 

'BENİ BAĞRINA BASTI’

 

Nebioğlu daha sonra, üniversitedeki bir hocasının yardımıyla Metin Akpınar'ın asistanına ulaştı. Asistanı durumu Metin Akpınar'a haber verdi. Akpınar, 2012'de TRT'de İnci Çayırlı ile birlikte sunduğu bir programa Nebioğlu'nu konuk olarak çağırdı. Akpınar ve Nebioğlu ilk kez 2012 yılında İnci Çayırlı’nın sunduğu, TRT’de yayınlanan programın stüdyosunda bir araya geldi. Nebioğlu o günle ilgili olarak da, "Biz önce TRT’de hayran-sanatçı görüşmesi yaptık kendisiyle. Aradan 5 yıl gibi bir süre geçti, yeniden görüştük. Uzun uzun hikayemi, yaşadıklarımı anlattım. O gün beni bağrına bastı kendisi" dedi.

 

Nebioğlu, Metin Akpınar’a ulaşabilmek için bir dönem Zeki Alasya’nın kızı Zeynep Alasya’dan da yardım istediğini açıkladı: "Zeynep Alasya’dan telefonunu istedim. Babamı aradığımda açılmayan o telefonlarım iki dakika sonra açıldı ama bana kızıldı. Çalışanı ‘Sen neden bizi aramıyorsun da başkalarına aratıyorsun’ dedi.” Nebioğlu, daha sonra Metin Akpınar'ın asistanı tarafından arandı. Geçen yıl Metin Akpınar Marmaris'te tatildeyken oraya çağrıldı. Birlikte beş gün geçirdiler. Nebioğlu, Marmaris'te bir gün otomobilde giderlerken, saçından bir tel koparıldığını hissettiğini, bu saç teliyle DNA testi yapıldığını düşündüğü belirtti. Nebioğlu, testten sonra Metin Akpınar'ın tavırları değiştiğini, kendisine, "Kızım, yavrum" diye seslenmeye başladığını söyledi.

 

'BABAMLA BİR BASIN AÇIKLAMASI YAPMAYI İSTERDİM’

 

Dava sürecinin nasıl başladığını anlatan Nebioğlu, şu ifadeleri kullandı:

 

"1 yıl oldu dava açalı. Babamı çok ikna etmeye çalıştım. Biz onunla uzun uzun konuşmalar da yaptık. Elinde olmayan nedenlerle bazı şeylerin yaşandığını düşünüyorum. Bizi 14 yıldır biliyor. 14 yıl çok uzun bir süre.
Bizi kabul etmedi. ‘Vasiyetimi yazdım, ben öldükten sonra ne yaparsanız yapın’ dedi. Beni hep böyle ölümle, rahatsızlıklarıyla kontrol altında tutmaya çalıştı. Ben de sonsuz bir sevgiyle yaklaştığım için onu kaybetmek istemedim. Senelerce onun için sessiz kaldım. Ben babamla basın açıklaması yapmayı, beni de kamuoyuna duyurmasını isterdim. Beni büyüten ailenin mal varlığı hayatımı sürdürmeme yeter. Yapmış olduğum şeyin nedeni para değil.”

 

'MEDYA MAYMUNUNA DÖNÜŞMEYİ İSTEMİYORUM’

 

Kendisine destek verenlere teşekkür eden Nebioğlu, sosyal medyada şu açıklamayı yaptı: “Medya maymununa dönüşmeyi kesinlikle istemiyorum. İnanılmaz şekilde yorgunum ve üzüldüğüm noktalardan dolayı bir süre geri durmaya devam edeceğim. Ayrıca bana mesaj atan o yürekli insanlara çok teşekkür ediyorum.”

 

Metin Akpınar da dün akşam bir açıklama yaptı. Akpınar açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

 

"Bu duyuru son gelişmeler üzerine sevgili halkıma, sevenlere, kızanlara duyurudur. 36 yıl önce Antalya’da bir sanatsal etkinlikte tanıştığım kişiyle sadece bir gecelik beraberliğim oldu. Bu olaydan sonra bir daha ne görüştük ne de haberleştik. 24 yıl sonra, bir gün ikiz kardeşler bana ulaşıp babalarının ben olduğumu söylediler. Elbette çok şaşırdım ve sarsıldım. Kendilerini ilk tanıdığımdan itibaren çocuklarım olarak kabul ettim. Hepimiz açısından en sağlıklı şekilde ilişkimizi sürdürmek için karşılıklı çaba sarf ettik. Bunca yıldan sonra gelen bu haberin ardından onların beklediği ve umduğu baba olmam kolay değildi. 2023 yılına geldiğimizde aramızdaki bağı resmiyete kavuşturmayı tercih ettiler. İtirazım olmadı ve kamuoyunu meşgul eden dava süreci başladı. Hukuki prosedürler tamamlandıktan sonra 13 Ekim 2023 günü itibariyle Duygu benim nüfusuma geçti, hukuki işlem tamamlanınca kardeşi de geçecek.

 

Varlıklarından haberdar olmadığım çocuklarımın çektiği acılardan dolayı çok üzgünüm. Ayrıca eşim Göksel Akpınar’ı üzdüğüm için özür diliyorum. En önemlisi anlamsız bir şekilde üzdüğüm halkımdan özür diliyorum. Ne yazık ki hayat geriye doğru yaşanmıyor."