Senaryo ve Diyalog Yazarları Meslek Birliği (SenaristBir) Twitter sayfasından yaptığı yazılı açıklamada Show TV'de yayınlanan Kızılcık Şerbeti dizisiyle ilgili verilen yayın durdurma kararında İslamfobi belgeselinin yayınlanmasına sert tepki gösterirken çarpıcı ifadeler kullandı. 

Senaryo ve Diyalog Yazarları Meslek Birliği (SenaristBir) Twitter sayfasından yaptığı yazılı açıklamada Show TV'de yayınlanan Kızılcık Şerbeti dizisiyle ilgili verilen yayın durdurma kararında İslamfobi belgeselinin yayınlanmasına sert tepki gösterirken çarpıcı ifadeler kullandı. 

Senaryo ve Diyalog Yazarı Sinema Eserleri Sahipleri Meslek Birliği (SenaristBir), ‘Kızılcık Şerbeti’ dizisinin yerine yayınlanan İslamafobi konulu belgeselin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın önsözüyle ekrana getirilmiş olmasını ‘taraflı bir tehdit’ olarak değerlendirdi.

Kızılcık Şerbeti dizisinden ‘Nursema’ karakteri

Show TV’deki Kızılcık Şerbeti dizisinin yeni bölümü, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) cezası nedeniyle yayınlanmamıştı. Onun yerine yine RTÜK kararıyla ‘İslamafobi’ konulu bir belgesel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Koronavirüs kadar tehlikeli olan, islam düşmanlığı virüsüdür. Bu virüs özellikle avrupa ülkelerinde hızla yayılıyor” önsözüyle ekranlara getirilmişti.

SenaristBir, RTÜK’ün kararına yaptığı yazılı açıklamayla tepki gösterdi. ‘Daha önce örneği görülmemiş şekilde verilen cezayı’ kabul etmediklerini kaydeden senaristler, ekranlarda Erdoğan’ın sözünün yer almasını da açık bir sansür ve tehdit olarak gördüklerini belirtti.

Açıklamada şunlar kaydedildi:

Show TV’de yayınlanan ‘Kızılcık Şerbeti’ adlı diziye, RTÜK tarafından ‘kadına karşı şiddet’ ve ‘kadınlara karşı baskıyı teşvik etmek’ bahanesiyle daha önce örneği görülmemiş şekilde, idari para cezası ve 5 kez yayın durdurma kararını kınıyor ve kabul etmiyoruz. Yayın günü ‘İslamafobi’ konulu belgeselin, Cumhurbaşkanının önsözüyle ekrana getirilmiş olması taraflı bir tehdit mesajı ve açık bir sansürdür.

Kutuplaşmayı eleştiren, güçlü kadın karakterleri barındıran ve en önemlisi, toplumun sahici dertlerini merkeze alan bu dizinin bu argümanla sansürlenmesi, İstanbul Sözleşmesi’ni kaldıran zihniyetin kendisiyle çelişen bir uygulamasıdır, trajikomiktir ve kabul edilemez.

Söz konusu diziye emek verenlere, evine ekmek götürenlere ve izleyicilerine karşı, oransız güç kullanarak yapılmış büyük bir haksızlıktır. Bizler gücünü yaratıcı fikirlerinden ve ilkelerinden alan sanatçılar olarak karar merciini uyarıyor, bir an önce bu yanlıştan dönülmesini bekliyoruz.