Tuba Ünsal'ın Küçükken İlgi Çekmek İçin Söylediği Hastalık Gerçek Oldu!

Küçükken ailesinden ilgi görmek istediği zaman karın ağrısı numarası yapıp ailesini hastane hastane gezdirdiğini itiraf eden Tuba Ünsal, yıllar sonra genetik hastalık teşhisi konuldu.

 

Posta'da yer alan habere göre; Yaşadığı rahatsızlıktan dolayı çektiği sıkıntıları anlatan Tuba Ünsal, "Yıllar sonra bu hastalık ortaya çıkınca bir yanımda garip bir rahatlama hissettim. Ama şimdi geriye dönüp çocukken aldığım bu kararı iptal ettim" dedi. Tuba Ünsal’a 2008’de Ailevi Akdeniz Ateşi (FMF) teşhisi konmuştu. Oyuncu hastalığının nüksettiğini, son 1 ayda 4 kez atak geçirdiğini söyledi. Ünsal, “Korkunç sancılarla boğuştum. İç organlarım bu süreçte kötü etkilendiler diye tedirgin oldum. Konunun biraz zihinde olduğuna dair kafa yordum, 1 hafta önce acıdan kıvranırken meditasyon yaptım, iyi geldi” dedi.

 

İLGİSİZLİK HASTALIĞI 

 

Tuba Ünsal şunları söyledi: “Çocukken annem benimle ilgilensin diye karnımı cimcirirdim. Hastane hastane dolaşırdık. İlgiye ihtiyacım olduğunda hastalanırdım! Yıllar sonra bu hastalık ortaya çıkınca bir yanımda garip bir rahatlama hissettim. Ama şimdi geriye dönüp çocukken aldığım bu kararı iptal ettim!” Ailevi Akdeniz Ateşi (Familial Mediterranean Fever, FMF); tekrarlayan yüksek ateş ile karın, akciğer ve eklemlerdeki ağrılarla kendini belli eden kalıtsal bir hastalıktır. Genetik nedenlerle vücudun kendi kendine tetiklediği iltihaplı ataklarla seyreden Ailevi Akdeniz Ateşi Hastalığı, otoenflamatuar bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Kısaca kalıtsal gen mutasyonu nedeniyle sebebi olmayan iltihabi durum oluşur ve bağışıklık sistemi bunla baş edemez. Ayrıca hastalıkla birlikte görülen Amiloidoz, proteinin dokuların dışında birikmesine yol açarak organlarda hasara neden olabilir.

 

GENELLİKLE ÇOCUKLUK DÖNEMİNDE ÇIKIYOR 

 

Ailevi Akdeniz ateşi genellikle çocukluk döneminde teşhis edilir. Hastalığın kesin tedavisi yoktur ve şikayetler hayat boyut sürebilir. Ancak 1970’lerde geliştirilen “Kolşisin” isimli bitkisel kaynaklı ilaç sayesinde ateş ve ağrı atakları çok büyük oranda kontrol altına alınır ve önlenebilir. Hastalar atakların çok az ve hafif şiddette olduğu ya da hiç olmadığı şekilde sağlıklı olarak hayatlarını sürdürebilir. Akdeniz ateşi genetik bir hastalıktır ve ülkemizde görülme sıklığı fazladır. Akdeniz havzasında yaşayan Yahudi, Ermeni, Arap, İtalyan, Yunan ve Türkler hastalığın en sık görüldüğü etnik gruplardır. Ancak günümüzde başka ülkelerde de görülmektedir. Tüm dünyada 10.000 Akdeniz Ateşi hastası olduğu bilinmektedir. Hastalık, çekinik gen yoluyla aktarılır. Anne ve babası bu gen mutasyonuna sahip çocuklarda görülebilir. Yalnızca bir ebeveyni taşıyıcı diğeri sağlıklı olan çocuklarda hastalık belirti vermez.

 

BELİRTİ TÜRLERİ 

 

Tekrarlayan ateş (38°C’ nin üzerinde)

Tekrarlayan karın ağrısı, o kadar şiddetli olur ki apandistleri ya da safra kesesi ağrısı zannedilebilir.

Eklem problemleri (Eklem iltihabı-artrit)

Göğüs ağrısı

Özellikle dizlerinin altında ve ayaklarda kırmızı bir döküntü

Takipler sırasında kanda iltihap oranlarının artması

 

Ateş ve karın ağrısından sonra en sık görülen bulgu ağrılı, acılı ve şişmiş eklem problemleridir. Genellikle birkaç gün veya 1-2 hafta içinde kendiliğinden kaybolur. Ailesel Akdeniz Ateşi’ndeki eklem tutulumundan en çok ayak bileği ve dizler etkilenir. Daha sonra ise sırası ile kalça, el bileği, omuz ve dirsekler hastalığa katılabilir. Tutulan eklem oldukça şiş ve kızarık görünümlüdür.

 

TEDAVİSİ VAR MI? 

 

Tüm yaşam boyunca ilaç ile kontrol edilmeye çalışan bu hastalıkta, hastaların yarısında nöbetler tamamen kaybolurken, %30-40 kadarında kısmi baskılanma sağlanmakta, %10 kadarında ise ataklar tam kontrol altına alınamamaktır.



Etiketler: