HBK'ya hoşgeldiniz sevgili okuyanlar! Ben İpek Alkan, bugünden itibaren HBK'ladıklarımıza dair yorumlarla ekranlarınıza misafir olmayı ümit ediyorum. Hani, eş dost ile konuşurken sizin için pek de bilindik olan konuları, çevrenizdekiler ilk kez duyuyorsa, "aaa herkes bunu konuşuyor, hayatım!" dersiniz ya! İşte ben tam o noktadayım. Bu repliği de sıklıkla eşimle de yaşıyorum açıkçası.

Haberleri yoğunlukla sosyal medyadan takip eden bir insanım. Ne yazık ki medyadaki çoğu yayın organına yüzde yüz teslim olamıyorum. Hal böyle olunca da, ver elini X! Önce X, sonra biraz instagram üzerine de azıcık gazete -ama o da seçmece olacak, ancak bir konu hakkında ne düşüneceğime emin oluyorum. Tabii böyle bakınca, o fikri de insanın paylaşası biraz da laflayası geliyor. Dostlar bir kenara artık bu köşede sizlerle de fikir alışverişinde bulunacağız! ;)

Ankara'daki Sel de HBK!

Fotoğrafları, videoları görmediyseniz açıp bakın. İnanılır gibi değil. Gökdelenlerden aşağı doğru inen şelaleri görünce şaşkınlığımı gizleyemedim. Yakın geçmişte bunun daha beterini, hiç de beklenmedik bir coğrafyada, Dubai'de görmüştük. Hatta Suudi Arabistan çöllerine de dolu yağdı. Doğanın dengesinin ne denli bozulduğunu görmek için artık alim olmaya gerek yok diye düşünüyorum. Bu yaşananların altyapısal değil de üstyapısal problem olduğuna inananlardanım. İnsanoğlu, elli sene önceki mevsim tanımlarına uygun olarak tasarladığı şehirlerde yaşamaya çalışıyor. Mamafih, hala ayların da bu mevsimlere uyumlu olduğunu kabul ediyor. Amma velakin, ne mevsim kaldı ne de ayların mevsime uyumlaması. Biz küçükken -bundan asırlar önce- kış ve yaz kalacak dediklerinde bana çok uzak geliyordu. Görünen o ki, bu tahmin bile iyimsermiş. Elimizde sert bir sonbahar ile kavurucu bir yaz kaldı. Hepimize geçmiş olsun. Durduracak gücümüz var mı inanın emin değilim. Sanki ipin ucu çoktan kaçmış. 


YAZARIN DİĞER YAZILARI