UKRAYNA YAVAŞ YAVAŞ  KURTLAR SONRASINA GELİYOR

 

Bir çok strateji uzmanı ve askeri analizcilerine göre, Avrupa, şu sıralar İkinci Dünya Savaşı öncesinin ortamına  girdi.

 

Tek fark isimler, liderler, diktatörler, sözde seçilmiş ama perde arkasındaki seçilmemişler tarafından yönlendirilenler.

 

Kimilerine göre İkinci Dünya Savaşı öncesinin Avrupa’sını hallaç pamuğu gibi atmak isteyen Adolf Hitler ve Benito Mussolini’nin yerini günümüzde Vladimir Putin aldı.

 

Kimilerine göre, Ukrayna  için sonuna kadar gitmeye kararlı görünümü veren NATO ve onun asıl gücü olan ABD, sonuna kadar gitmek, “Ya herru ya merru” politikası izlemek için sürekli  yeni stratejiler geliştiriyor.

 

Ve Beyaz Saray’daki aklı değilse bile belleği gibi gelen adam tüm bu stratejilere boyun eğiyor.

 

---

 

Ve Avrupa’da savaş rüzgarlarını daha da körüklemek için iki taraf da elinden geleni ardına koymuyor.

 

NATO tarihinin en geniş  kapsamlı tatbikatlarını düzenliyor.

 

Hatta olası bir savaşın dünyanın en ucuna kadar gidebileceği  mesajını verebilmek için Kuzey Kutbu’nda, yani Rusya’nın burnunun dibinde bile gövde gösterisi  yapıyor.

 

Rusya ise Batı ile arasında bir savaş çıkarsa sınırlarının ve kullanılacak silahların hiçbir ölçü tanımayacağı uyarısında bulunmak için nükleer çatışma tatbikatları düzenliyor.

 

Bütün bunlar madalyonun bir yüzü.

 

Bir de öbür yüzü var:

 

Rusya-Ukrayna savaşı  bitmek  üzere.

 

Ukrayna’nın kaderinin belirleneceği  barış masasına iki taraf da eli güçlü olarak oturmak istiyor.

 

Bugünkü tabloya göre özetleyeyim; çünkü ABD’deki seçimi Donald  Trump kazanırsa, Batı veya NATO aleyhine çok şey değişecek.

 

Bugünkü tablo özetle şöyle:

 

Ukrayna asla eski sınırlarına sahip olamayacak. Doğu bölgelerini ve Kırım’ı zaten çoktan yitirdi. Çok büyük olasılıkla  bu kayıplara yenileri eklenecek.

 

Putin’in sağ kolu veya sağ kollarından biri olan ara dönem başkanı Dimitri Medvedev, iki ay kadar önce bir TV konuşmasında bir harita yayınladı, hatırladınız mı? Ukrayna’nın yarınını Rusya’nın gözünden yansıtan harita şöyleydi:

 

avrupa cinnetin esiginde bircok ulkenin olmayan ordusu rusya yla savasmaya hazirlaniyor

 

“Yeni Ukrayna” başkent Kiev’in çevresindeki 100 kilometrekarelik kadar bir alanla sınırlı.

 

Medvedev eklemişti: Ukrayna, sonsuza kadar Rusya’nın bir parçasıdır, hep de öyle kalacak.

 

Haritada, günümüz Ukrayna’sının Rusya, Romanya ve Polonya arasında  paylaşıldığı veya  bölüştürüldüğü görülüyor.

 

Her ne kadar AB üyesi olan Polonya  ve  Romanya’nın “Sınırların değişmezliği”  ilkesini çiğneyip Ukrayna topraklarını  ilhak etmeleri düşünülemezse de,  konjonktürün neler getireceği bilinmez ki? Bir bakarsınız toprak iştahı, AB üyeliğine baskın gelebilir.

 

Biz yine Medvedev’in haritasına dönelim:

 

Ukrayna pastasından en büyük dilimi elbette Rusya alıyor:  Tüm doğu bölgeleri, Karadeniz’e açılan tüm toprakları. Romanya, Kiev’in güney-batısındaki toprakları sınırlarına katıyor, Polonya ise Lviv kenti dahil olmak üzere Ukrayna’nın batısının sahibi oluyor.

 

Bu harita gerçekçi mi?

 

Bu  paylaşım mümkün olabilir mi?

 

Kurtlar sofrasında neler olacağını kim bilebilir?

 

Mail: erdal.safak@outlook.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI