Ben Fransa’nın gelmiş, geçmiş ve günümüz  politikacıları arasında, kayıp gitmiş iki kuyruklu yıldıza bugün bile hayıflanırım.

 

İlki,  Lionel Jospin. Sosyalist Parti’den.

 

İkincisi ise Edouard Balladur. Fransa’nın kurtarıcısı, sonra Cumhurbaşkanı General de Gaulle’ün siyasi çizgisinde kurulmuş, dağılmış, yeniden kurulmuş, yapılandırılmış çeşitli ılımlı sağ partilerden.

 

---

 

Konumuz asıl Edouard Balladur.

 

Ama Lionel Jospin’i de kısaca anlatayım veya hatırlatayım.

 

12 Temmuz 1937’de doğdu.  Özellikle 1981’de cumhurbaşkanlığına seçilen François Mitterrand döneminde önemli görevler üstlendi: Sosyalist Parti   GenelSekreterliği, milletvekilliği,bakanlık…

 

Mitterrand’ın ikinci ve son dönem cumhurbaşkanlığının bitmesinden sonra (Zaten kısa bir süre sonra hayata veda etti. Prostat kanserinden) onun yerine veya onun halefi olarak 1995 seçimlerinde adaylığını koydu.

 

Karşısında sağın iiki sıkı adayı vardı: Jacques Chirac ve Edouard Balladur.

 

Chirac kazandı.  İkinci turda. Az farkla.Jospin yüzde 47,36’da kalmıştı.

 

Sonra yapılan milletvekili genel seçimleriniSosyalist Parti kazanınca Chirac onu başbakanlığa atamak zorunda kaldı.

 

Geldik,  21 Nisan 2002’deki trajik cumhurbaşkanlığı seçimine.

 

Sağın adayı Jacques Chirac’tı. Solun adayı Lionel Jospin.

 

Aşırı sağın adayı da Jean-Marie Le Pen.

 

Kamuoyunda “İlk turu Chirac ve Jospin bitirir, ikincisinde de Jospin alır” rüzgarı esiyordu.

 

O nedenle sol eğilimli seçmenler sandık yerine pikniğe gittiler.

 

Ve şok: Aşırı sağcı Jean-Marie Le Pen, Jospin’i geride  bıraktı. 200bin oy farkla.

 

İkinci turda sağ ve sol seçmenler aşırı sağa karşı oylarını birleştirince Chirac ezici bir zafer kazandı.

 

Lionel Jospin ise siyasete veda etti.

 

Bugün 87 yaşında…

 

---

 

Gelelim asıl konu mankenimiz Edouard Balladur’a (Not: Soyadının telafuzu “Balladür”. O nedenle takı olarak “A” yerine “E” kullanmam gerekiyor ama Türkçe okunuşunu bildiğimiz için “A”yı tercih ettim.)

 

Evet, konu  mankenimiz Edouard Balladur. Çünkü, o bizden biri sayılır.

 

2 Mayıs 1929’da İzmir’de doğdu.

 

Evet, bizim İzmir’de.

 

1700’lü yılların sonunda Nahçıvan’dan İzmir’e göçmüş bir Ermeni ailesinden geliyordu.

 

Buca’ya yerleştiler. Köşklerinin kalıntısı bugün bile duruyor.

 

Aile 1932’de Fransa’ya göçetti. Edouard Balladur en iyi okullara gönderildi.

 

Önce özel sektörde çalıştı. Çok parlak şirketlerde üst düzey yöneticilik yaptı.

 

General Charles de Gaulle’den sonra cumhurbaşkanlığına seçilen Georges Pompidou onu yanına aldı: Önce Elysees Sarayı’nda (Cumhurbaşkanlığı sarayı) genel sekreter yardımcısı oldu, kısa bir süre sonra da genel sekreter.Ertesi yıl ölecek olan  Pompidou’nun son yılında konumu ve gücü çok arttı.Önü alabildiğine açılmıştı.

 

Önce milletvekilliği…

 

Ardından  Mitterrand’ın cumhurbaşkanı, Jacques Chirac’ın da başbakan olduğu yönetimde Ekonomi, Finans e Özelleştirme Bakanlığı’nı üstlendi.

 

1993 seçimlerinde sağ partiler koalisyonu genel seçimleri kazanınca Mitterrand  onu başbakanlığa atadı.

 

Ve 1995 cumhurbaşkanlığı seçimi. Adaylığını koydu. Kamuoyu araştırmalarına göre favoriydi. Rakipleri? Jacques Chirac ve Lionel Jospin.

 

Chirac ikisini de geçti.

 

Balladur üçüncü olabildi.

 

Ve siyasete veda etti.

 

O tarihten beri evinde oturuyor.

 

Arada bir Avrupa’nın geleceği, Fransa’nın sorunları üstüne raporlar hazırlıyor.

 

---

 

Bütün bunları İzmirli hemşehrimiz olduğu için anlattım.

 

2 Mayıs 2024’ta 94 yaşını devirip 95’ine bastı.

 

Bütün bunları, Balladur ailesinin bir kolunu yakından tanıdığım için anlattım.

 

Gençliğimin ilk yıllarında Fransız Kültür Merkezi’nde çalıştım. Fransa’nın İzmir Başkonsolosluğu  tam karşımızdaydı. Başkonsolos Yardımcısı Roger Balladur idi. İyi dosttuk. Herhalde çoktan ölmüş olmalı.

 

Edouard Balladur’un Fransız siyasetinde yükselişini İzmir’den izlerdik, Roger Balladur büyük yeğeninin yükselişinden gurur duyardı  ama bir yandan da yakınırdı: İnsan doğduğu kente ve o kentte yaşayan yakınlarına bu kadar soğuk ve mesafeli olabilir mi?

 

Gerçekten, Edouard Balladur, 1932’de terk ettiği İzmir’e bir daha asla ayak basmadı.

 

---

 

Edouard Balladur 95 yaşında. Bakalım bir gün, ölmeden önce İzmir özlemi yüreğinin bir yerlerinde alevlenecek mi?

 

Ve, bir veda ziyareti düşünecek mi?

 

Mail: erdal.safak@outlook.com


YAZARIN DİĞER YAZILARI