IŞIĞIN İÇİNE SIZDIĞI YER... Aldığımız her yara, her darbe bizi büyüten bir hazine değerinde aslında... Bizi biz yapan, varoluşumuzu tamamlayan en önemli şey, kırıklarımız, çatlaklarımız hatta kusurlarımızdır.Galiba bütün mesele kırıldığımız yerden güçlenebilmek... 15.yüzyıldan bu yana Japonya 'da uygulanan bir gelenek var. Hem bir sanat hem de oldukça derin bir felsefe içeriyor . Altın ile onarma sanatı diye tarif edilebilir ancak içinde bir çok inceliği barındırıyor. Altın tozu ile yapılan bu işlemin amacı, kırılan eşyayı onararak, geçmişin izlerini daha değerli hale getirmek aslında. Çatlaklar, özellikle değerli bir maden olan altınla dolduruluyor ki, bundan sonra daha kıymetli olduğu vurgulanıyor. Kusurlardaki güzelliği, inceliği görmeyi hedef alıyor. Bu felsefeye göre, bir eşya ya da bir insan, hasara uğramış veya acı çekmişse bundan bir ders alır ve artık çok daha değerli ve özel olur. Yaşadığı tecrübe onu eşsizleştirmiştir. Kusurlarla güzelleşmek bundan daha iyi nasıl anlatılabilir ki? Yeniden doğuş gibi, iyileşmek gibi bir hal bu... Kusursuzluğun yükselen bir değer olarak dayatıldığı günümüz dünyasında, kusurların incelikle, altın tozuyla öne çıkarıldığı bir geleneğin var olduğunu bilmek ne umutlu bir hal. Aslında aynı felsefeyi bundan çok önceleri, 13.yüzyılda Mevlana ortaya koymuştur. Der ki "YARA, IŞIĞIN İÇERİ SIZDIĞI YERDİR.KARANLIK SENİN AYDINLATICI MUMUNDUR"... Seni acıtan, üzen her şey aynı zamanda seni kutsar, büyütür, güzelleştirir... Yaralandığınız yer, aslında iyileştiğiniz yerdir der. Kimbilir belkide artık kusurlarımızı, çatlaklarımızı, yaralarımızı sevme zamanıdır. Bu muhteşem bir yolculuk aslında. Bir varoluş hikayesi gibi... Çatlamadan, kırılmadan yaşamak ne kadar anlamlı olabilir ki?... Aslolan oyunun içinde olduğunu bilmek ve yaşadım diyebilmek. Bütün mesele, kendimizi yaralarımızla sarıp sarmalayabilmek. Geçmişin izlerini daha değerli hale getirebilmek bizim elimizde. İçimizdeki zehir belki o çatlaklardan bir yol bulup akacak... Ve sonrasında altın tozuyla kapanıp, kırıldığımız yerden yeniden iyileşeceğiz... Kimbilir belkide bir gün, yaralarımıza sürdüğümüz o altın tozu, bizi hep birlikte, daha güçlü bir halde, bu enkazın altından çıkaracak... Unutmadan, unutturmadan... Ebru BOZCUK #pazaryazıları #kırıldığın yerden iyileşmek #altın tozu


YAZARIN DİĞER YAZILARI