İnsanlar için en büyük gösteri, Tanrı’yı keşfettiğinde başlar; çünkü farkındalığı yükselir, sezgisi güçlenir, nedenleri bilir, ortaya çıkacak olan sonuçları bilir (Hikmet), ifadesi düzgün olur ve güzelleşir, mantığı güçlenir, Akış ve Oluş ile birleşir işleri kolaylaşır, tevafuk, tesadüf ve rastlantıları fayda sağlar. Darwin, Tanrı’yı ve oluşturmasını bedenler üzerinde keşfetmiş ama Kudret, Lütuf ve Kutsiyet yüceliklerini doğrudan işlemeyip, bedenlerin oluşumunu ifade ederek belirtmeye çalışmış veya Kutsallık Hissi’nin canlıların gelişiminde fark edilmesini ummuştur.

 

darwin ve nuh peygamber

 

Darwin, insanın fiziksel evrimini anlattı da zihinsel evrimini ve gelişimini anlatmadı, insanlar ile hayvanlar arasındaki ortak noktayı buldu da zihinsel farklılıkları ortaya çıkartmadı; Ben veya Ruh konusuna ise hiç değinmedi. Evrenin kurucusunu, Sosyolojist’i bildirmedi; oluşumu anlattı da oluşumun ilk nedenini, ilk unsurunu veya başlangıcını belirtmedi. Tanrı, bedende ve çevresinde (Doğa ve Tabiat) Mucize ve Sihir olarak görünür ki Bilim ve Tıp bunları ölçer, tartar, sınıflandırır ve bilgisini ortaya çıkartır.  Tanrı bedende canlılık, yaşam isteği, İrade, Kün (Akıl, vicdan ve sezgi birliği), Nefs (İstemek, arzulamak, katılmak), Hırs (daha iyi olsun, sahiplenmek) ve Şehvet (Cinsellik, sevgi, aşk, iletişim, bir araya gelmek) unsurları ile kendi varlığını bildirir; Darwin bunlara değinmemiştir. Canlılığın veya Sosoyoloji’nin ilk nedeni, ilk unsuru ve başlangıcı olan Tanrı, Tabiat ve Doğa’da var olan bir şeyin ne ile ilişkisi olduğunun takip edilmesiyle bilinir, Hayat içerisindeki hareket ve durumların gözlenmesiyle, akıl yürütmekle ve her şeyin birbiriyle olan ilişki zincirini (Birbirimize karşı olan muhtaçlık ilişkisi) keşfetmekle bilinir; Darwin bunları es geçmiş veya ilgilenmemiştir.

 

darwin ve nuh peygamber

 

Darwin, zihinsel gelişimin ve adaptasyonun ilk aşamasında Adem’in (Küçük Ben)rol oynadığını biliyordu –belki de kendisi de Adem’di- ancak bu da dinlere kalmıştı ve dinlere göre Adem herhangi bir insanda, herhangi bir şehirde ve herhangi bir dili konuşuyor olabilirdi. Sonra, eskilerin Adem hakkında verdiği bilgilerden anlaşıldığına göre Adem’in kendisinden haberi yoktu; çünkü kimselerin tanımadığı bir Tanrı’dan geliyor veya kendisini görevlendiren Kudret, Tanrı değil de başka bir İlah’mış gibi bildiriliyordu. Neyse ki bugün medeniyet bilgisi gelişmiş, zihin bilgisi ortaya çıkmış ve sosyolojinin kurucusu olan Sosyolojist’in (Tanrı) var olduğu fark edilmiştir: Sosyolojist’in Evren isimli bir bulunuşu, Gök Boşluğu olarak görünüşü, beş farklı ıspatı ve 7 bin lisanda, 7 bin farklı söyleyişle Tanrı diye aynı şeye seslenilmekte ve Başlangıç, İlk Unsur ve İlk Neden olarak da tanımlanmaktadır.

 

darwin ve nuh peygamber

 

Nuh Peygamber’e gemi yapmasından önce yeryüzünde yaşayan insanlar, hayvanlar ve bitkilerin Yer ve Gök ile olan ilişkisini bilmesi buyurulmuştur ve anladığı en genel şey; tüm canlılar Gök Boşluğu’nun içerisinde yaşıyor ve Gök Boşluğu’nu kavramak, buyruğun sahibini ve hükmünü gerçekleştireni (Sosyolojist’i) bilmeyi sağlamaktadır. Nuh Peygamber, canlıların oluşumu ve bilgisiyle ilgilenmemiş, canlıların yiyip içtikleri ve kendilerini iyileştiren şeyler ve bunları ortaya çıkartan unsurlar ile ilgilenmiştir. Canlılar yiyip içerken hem iyileşir hem hastalanır, hem doğar hem ölürler, bu doğal bir döngüdür; Gök Boşluğu, Hayat, Tabiat, Güneş, Gece ve Gündüz’ü bu döngülerin unsurları olarak bilmiş, içerisinde Tanrısal Kudret (Dualitesiz güç, var etme gücü) taşıyan elementleri ise Gök Boşluğu (Eter), Hava, Su, Ateş (Güneş) ve Toprak ’ı renkler ile sınıflandırmış ve birbiriyle ilişkilendirmiştir.

 

Nuh Peygamber’in, Tanrı ve Tanrısallık’ı renkler ile ortaya koyduğu sınıflandırma düzeltilmiş haliyle şöyledir;

 

-Renklerden Mavi; Hayat’ın rengidir. Elementlerden Hava, unsurlardan Nefs, olgusu Canlılık’dır.

-Renklerden Yeşil; Tabiat’ın rengidir. Elementlerden Toprak, unsurlardan Kün, olgusu İrade koymak, kabul etmek ve tutmaktır.

-Renklerden Kırmızı; Sezgi/Benlik’in rengidir. Elementi Canlılık, Kök’dür, unsuru mücadele, olgusu var olmaktır.

-Renklerden Sarı; Güneş’in rengidir. Elementlerden Ateş, unsurlardan Hırs, olgusu bilinmek, sahiplenmek, düzenlemek ve 'yapmak’tır.

-Renklerden Beyaz; Gizem’in rengidir. Elementlerden Su, unsurlardan Şehvet, olgusu ilişkidir. (Kast edilen Beyaz renk, Gündüz’dür; bol ışıklı yer veya biçim.)

-Renklerden Siyah; Oluşturma’nın, Oluşumun rengidir. Elementi Sessizlik, unsuru Oluşum ve Yaratım, olgusu ise müdahale etmek, Olumsuzluk ve Olumsuzdan Olumluya Gitmek’dir. (Kast edilen Siyah renk, Karanlık’dır; ışığın olmadığı yer, ışıksızlık biçimi.)

-Renklerden Şeffaf; Tanrı’nın Bulunuş’u, Evren’in, Gök Boşluğu’nun rengidir. Elementlerden Eter yani Gök Boşluğu, Gök,  unsurlardan ise Kaynak, Başlangıç, İlk Unsur ve İlk Neden, olgusu ise Ölçülendiren, Oluşturan, Katılan, Bilen/Bilici’dir.

 

Murat Dal

Sosyoloji ve Felsefe Araştırmacısı-Yazar


YAZARIN DİĞER YAZILARI