21. Yüzyılda 20’li yaşlardaki çoğu insanın genel sorunlarından reddetmek, olumsuzlamak, benzer olmaktan kaçınmak, teorik olan güzellemelere sahip olmayı istemek, arzuladığını elde etme serbestliğinin olduğunu sanmak, Dünya yüzeyindeki gerçeklerin kısıtlı olduğunu ve düşünsel veya arzulanan gerçeklere uymadığını bilmemek Z Kuşağı’nın başlıca sorunlarındandır ve kendilerini anlamak için belirttiğim konular benim için yeterlidir.

 

z kusagi tersligi

 

İnsan yaşantısının sınırlı, koşullu ve nedensel olduğunu bilmemek başlı başına bir sorundur ve bu sorunun kaynağı anne, baba, kardeş, devlet, Hayat, Varoluş veya Tanrı değildir. Bunlar insanın memnuniyetsizlik sebebi de değildir, çünkü; beyin sağlığı yerinde olan her insan bilgiye sahiptir, aklı vardır, düşünebilir, doğru ile yanlışı ayırt edebilir ve seçimlerini yapabilir. Genel olarak seçimlerini yapabilen insan kendi yaşantısından sorumlu olur, kendi yaşantısından da sorumlu olan insan başkalarını suçlamak yerine kişisel mücadelesini gerçekleştirir, kişisel yaşantısını geliştirir ve düzene sokmaya çalışır; bu, insanın var olma sorumluluklarındandır, var olmaktan gelir. Yaşamak bir seçim değildir, Tanrısal bir itilimdir; dürtü ve içgüdü ile devinip, zihnin ve bedenin tümünü etkiler

 

z kusagi tersligi

 

Sahip olunan gerçek ile sahip olmayı istenilen gerçeğin uyuşmazlığı –ki Z Kuşağı’ndaki genel sorun budur- genel huzursuzluk, şikayet etmek, reddetmek gibi zihinsel durumlar ortaya çıkartır. Böyle bir durumdaki insana yapılan irşattan sonra kişide bir değişiklik olmuyorsa “Sen Bilirsin” demeyi bilmek kişiyi zihinsel olarak serbest bırakmak olur. Huzurlu bir yaşamın koşulları olan işbirliği, uyumluluk ve dayanışmanın ortaya çıkması sahip olunan gerçeğin farkında olmak, yaşamsal gerçekleri kabul etmek ve insanın çevresi ile barışması ile ortaya çıkar. İnsanın çevresi ile barışması, çevresini anlaması ve çevresi ile işbirliği, uyum ve dayanışma içerisinde olmasının yollarından biri kişisel yargılarını düzenlemek ve gerekiyorsa yargılarını yenilemektir.

 

z kusagi tersligi

 

Kişisel yargıları değiştirmek, insanın kendisinin dışında olan veya nesnel/somut olan bir şey değildir; kişisel soyutluk ve kişisel zihin içerisindedir, kelimeler, yorumlar ve betimlemeler ile olur. Z Kuşağı için gerekli olduğunu düşündüğüm ve huzursuzluk yaşayan insanlarda ilk önce değişmesi veya düzeltilmesi gereken kişisel yargılar; Arkadaş, Kardeş, Anne, Baba, Devlet, Hayat ve Tanrı unsurlarıdır. Bu unsurlar hakkında güzelleme veya teveccüh ile yazılmış ve benimsenmiş olan cümleler, yorumlar ve betimlemeler zihinsel yargıları değiştirir ve dolayısıyla şartlanmaları düzeltir. Zihinsel yargıları doğru olan ve şartlanmaları düzgün olan insan huzurlu, işbirliği ve uyum içerisinde olup, kendisini yönetebilen duruma varır.

 

 

İnsan; mutlu, başarılı, katılımcı, girişken ve gelecek endişesi olmadan yaşamak istiyorsa yargılarına ve şartlanmalarına dikkat etmelidir; her yıl yazarak yeniden düzenlemeli, pekiştirinceye kadar okumalı ve gerekiyorsa ezberlemelidir. Var olan her şey gerçektir; var olanlar hakkındaki aşırılaşmış teorik yorumlar, ben de yok onda da olmasın gibi düşünceler zihin için bozucu olabilir ve uyumsuzluk yaratır. Kadim bilgelikten günümüze kalanlardan ve bugünleri vurgulayan bir söz ile yazımı sonlandırayım: Duyumsanan gerçeği doğru ifade etmek bilgenin amacıdır ancak teorik olan aşırılığı geçebilirse…

 

 

 

Murat Dal

Sosyoloji ve Felsefe Araştırmacısı-Yazar

 


YAZARIN DİĞER YAZILARI